Borsa İstanbul’da İsrail-Filistin gerginliği ile başlayan negatif seyir sürerken, 3. çeyrek bilançolarının borsaya destek olup olmayacağı merak konusu. Bilançolarda havacılık, otomotiv, çimento, gıda-içecek, perakende ve enerji sektörlerinde güçlü bilançolar bekleniyor.
Seçim öncesi dönemde endeks 4300’lerden tepki ararken artık satış değil alım için fırsat kollamamız gerektiğini belirtmiş ve Model Portföy’deki hisse ağırlığımızı hemen seçimin ertesi günü artırmıştı.
Ve 2023’ün ikinci yarsının 2022’nin minik bir versiyonu şeklinde (önce kur hareketiyle ivmelenen ihracatçı şirketler ve sonrasında artacak enflasyon karşısında getiri arayışı) gelişebileceğini belirtmiştik. Seçimin sonuçlanmasıyla beraber, yaklaşık 3,5 aylık süreçte BIST-100 endeksi %75 civarı getiri sağladıktan sonra ise endeks için tavsiyemizi 7700 seviyelerinde TUT’a çekmişti.
Yaklaşık son 2 aydır endekste yaşanan volatiliteyi bu anlamda beklenen bir gelişme ve uzun vadeli trend içerisinde yaşanması kaçınılmaz bir süreç olarak görüyoruz. Son yaşanan düşüşün söz konusu İsrail-Hamas gerginliğinin ötesinde, endekste yavaşlayan momentum ve düzeltme ihtiyacından kaynaklandığı kanısındayız. Yükselen faizler ve arka arkaya gelen ortak satış haberleri bu noktada endeksin momentum kaybında etkili olmaya başladı.
UZUN VADEDE GÖRÜNÜM OLUMLU
Borsa cephesinde kısa vadede bu volatil süreç öne çıkarken orta-uzun vadeli resimde ise genel olumlu eğilim korunuyor. Ekonomi yönetimi, kamuoyu ve yabancı yatırımcılarla ile iletişim kanallarını etkin kullanarak ekonomik normlara dönüş mesajlarını güçlü şekilde vermeye devam ediyor.
Bu kapsamda sıkılaşma adımları devam ediyorken ekonomi yönetiminde şeffaflık ve normalara dönüş adımları pozitif tarafta önemli hikayeyi oluşturmaya devam ediyor. Kısa vadede endekste geri çekilmelerin süreceği ihtimali olsa da büyük resimde pozitif senaryonun devam ettiğini düşünüyoruz.
Mevcut dönemde karlılığını artıran, yabancıların ilgi odağında olabilecek şirketleri daha güvenli buluyoruz. Bu anlamda bu hafta açıklanmaya başlayacak 3Ç23 bilançoları endeksin sıkıntılı döneminde bir nebze can suyu görevi görebilir. 2023 yılı 9 aylık faaliyet döneminin tamamlanmış olması ile şirketler 3. çeyrek finansal raporlarını yayınlanmaya başlayacak.
19 Ekim’de EBEBK ve 20 Ekim’de ARCLK ve KLKIM’in finansallarını açıklaması bekleniyor. Solo bilançolarda son ilan tarihi 30 Ekim iken konsolide bilançolarda 9 Kasım olarak belirlendi. Açıklanmaya başlayacak 3.Çeyrek bilançolarında ağırlıkla, yüksek kur – yüksek enflasyon döngüsünün ayrışmalarda en önemli kriter olacağını düşünüyoruz.
Bu kapsamda Borsa İstanbul yatırımcılarının şirket seçimlerinde içinde bulunduğumuz mevcut döngüye karşın faaliyet alanı ve operasyonel yapısı ile olası ekonomik durgunluktan etkilenmeyecek, güçlü nakit akışı ve nakit pozisyonu, ağırlıklı döviz geliri yaratabilen mali yapısı ile yeni yatırımlarında veya borç ödemelerinde finansman sorunu yaşamayacak şirketlere odaklanmalarının önem arz edeceğini düşünüyoruz.
Bu çeyrekte havacılık, otomotiv, çimento, gıda-içecek, perakende ile enerji sektörlerinin görece güçlü sonuçlar açıklamasını bekliyoruz. Bu paralelde TAVHL, PGSUS, THYAO, DOAS, TOASO, FROTO, OYAKC, BUCIM, AKCNS, CIMSA, AEFES, CCOLA, MGROS, SOKM, TKNSA, TUPRS, CWENE, ALFAS, GESAN gibi şirketlerin açıklayacakları güçlü bilançolarla endekse destek olmaya çalışacakları kanaatindeyiz.
ENDEKS, BİLANÇOLARDA DESTEK ARAYACAK
1 HAVACILIK: 2. Çeyrekte operasyonel anlamda oldukça güçlü sonuçlar alınan sektörde 3. Çeyrek döneminde de operasyonel anlamda güçlü sonuçlar bekliyoruz. Eurocontrol havacılık verilerine baktığımızda 3. Çeyrek döneminde geçtiğimiz yılların aynı dönemlerine göre uçuş sayısındaki artışın devam ettiği görülüyor. Ayrıca 3. Çeyrek döneminin en yüksek uçuş sayılarına ulaşılan dönem olmasıyla sektörün ön planda kalmaya devam etmesini bekliyoruz.
2 OTOMOTİV: Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine bakıldığında iç pazarda talebin güçlü seyrine devam ettiği görülüyor. Sektörde ağustos ayında bir miktar yavaşlama olmasına karşın ODD’nin açıkladığı eylül ayı verilerine göre otomotiv sektöründe tüm zamanların en güçlü eylül ayı rakamlarına ulaşıldı. Yeni para politikasıyla beraber faiz artırımlarının iç tüketimde baskı yaratacağı beklentisi bulunuyor ancak verilere göre bu durumun 3. Çeyrekte çok fazla etkili olmayacağı söylenebilir.
3 ÇİMENTO: Sektörün 1 ve 2. Çeyreklerde yakaladığı ivmeyi 3. Çeyrekte de sürdürmesi bekleniyor. 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketiyle bölgenin yeniden imarına yönelik çalışmalar, yaşanabilecek deprem felaketleri, büyükşehirler başta olmak üzere ülkede kentsel dönüşüme ihtiyacın olması ve bu doğrultuda izlenen politikalar ve OVP metninde afet yönetimi ile ilgili verilen demeçler sektöre talebin güçlü kalabileceğini gösteriyor. Dolayısıyla Çimento sektöründe güçlü bilançolar alınabileceğini düşünüyoruz.
4 GIDA-İÇECEK: Gıda içecek tarafında AEFES ve iştiraki olan CCOLA şirketleri öncelikte olmak üzere güçlü sonuçların alındığı dönemlerde olunmasıyla mevsimselliğin pozitif etkisinin bilanço rakamlarında belirgin olarak izleneceğini düşünüyoruz. Pozitif mevsimselliğin yanında operasyonel anlamda seyrin güç kazandığı, faaliyet gösterilen bölgeler artırılarak hem pazar payında artış, hem hareket kabiliyetlerinin genişlediği izleniyor. Genel anlamda değindiğimiz şirketler öncelikte olmak üzere sektör genelinde güçlü sonuçlar bekliyoruz.
5 PERAKENDE: Güçlü talebin devam ettiği perakende tarafında artan maliyetleri fiyatlara yansıtabilme güçleri sayesinde kompanse edildiği ve karlılığın arttığı sonuçlar alınmasını bekliyoruz. Sektörde talep esnekliğinin genel anlamda düşük olması, enflasyonist ortamda karlılığın korunmasını sağlayabilir. Marketlerde online satış uygulamasının öncüsü ve lideri olan MGROS’un orta ve uzun vadede marketler içerisinde pozitif ayrışmasını bekliyoruz.
Perakende grupları içerisinde özellikle teknoloji perakendecilerinin bulundurmuş oldukları stokların direkt olarak dövize endeksli olan elektronik eşya olmasının güçlü stok karı sağlayarak alfa yaratması ve perakendeciler içerisinde pozitif ayrışma sağlamalarını bekliyoruz. Ayrıca enflasyonist ortamda ‘ürün fiyatı daha fazla yükselmeden al’ güdüsü ile hareket edilebilmesiyle talebin güçlü kalabileceğini düşünüyoruz.
6 ENERJİ: OVP metninde de yenilenebilir enerji alanına yatırımların artacağı yönünde demeçlere yer verildi. Ancak yenilenebilir enerjide özellikle GES tarafında rekabetin oldukça arttığını görüyoruz. RES ve HES gibi diğer alanlarda faaliyeti bulunan şirketlerin sektörden pozitif ayrışabileceği düşünülebilir. Enerji fiyatları ise geçen yılın altında seyrediyor. Dolayısıyla enerji üreten şirketlerin karlılıklarında baskı görülebilir. Krediye ulaşmanın zorlaştığı bu dönemde net nakit konumunda olan, backlogda çalışan ve enerji üretenlere ekipman satan şirketlerin ön planda olacağı düşünülebilir.
Kaynak: DÜNYA