Altın rekor zirve seviyelerde seyrine devam ederken yatırımcılar değerli metalin Eylül ayında nasıl bir performans göstereceğini merak ediyor.
Eylül ayında mevsimsel rüzgarlara kapılıyor. Peki bu rüzgarlar yatırımcılar için olumlu mu yoksa olumsuz mu sinyaller veriyor?
Ortalama yüzde 1,7 kazanç
MarketWatch’tan Mark Hulbert’in haberine göre, Amerikalılar için altın sahibi olmanın yasal hale geldiği 1974 yılından bu yana külçe altın, Eylül ayında ortalama yüzde 1,7 oranında kazanç sağladı. Bu, altının ortalama getirisi için yılın en iyi ayına karşılık geliyor ve takvimin diğer 11 ayının yüzde 0,5’lik ortalamasından çok daha iyi bir orana işaret ediyor.
Altının sonbahar mevsimselliğiyle ilgili en öne çıkan akademik çalışma, ‘Research in International Business and Finance’ dergisinin Ocak 2013 sayısında yayınlandı. ‘Altının sonbahar etkisi’ (The autumn effect of gold) adlı çalışma, University of Western Australia’da finans profesörü olan Dirk Baur tarafından yürütüldü.
Baur, altının olumlu Eylül mevsimselliğinin, hisse senetlerinin olumsuz Eylül eğilimi faktöründen kaynaklanabileceğini ileri sürüyor ve buna Mevsimsel Duygusal Bozukluk (Seasonal Affective Disorder – SAD) adını veriyor. Baur’a göre altının olumlu sonbahar mevsimselliğinin bir diğer olası nedeni ise, ülkenin her yıl düzenlenen ve ‘ışık festivali’ anlamına gelen Diwali‘den önce Hindistan’daki mücevher talebi. Diwali’nin bu yıl 31 Ekim’de başlayacağı biliniyor.
Önemli dip not
Ancak yatırımcıların güçlü bir Eylül ayı beklentisiyle altın varlıklarını artırmadan önce altının elverişli Eylül mevsimselliğinin önemli bir dipnotla birlikte geldiğini bilmesi gerekiyor. Buna göre, Baur’un çalışması yayınlandığından beri, Eylül ayı, altın için takvimin en kötü ayı olarak öne çıkıyor. Baur’un analizinin 2010’da sona ermesi göz önüne alındığında, 2011’den bu yana geçen dönemde altının Eylül ayını ekside kapattığı görülüyor.
Bu 2010 sonrası performans, altının olumlu mevsimselliğinin istatistiksel önemini tamamen ortadan kaldırmasa da zayıflatıyor. 1975’ten bu yana tüm geçmiş veriler ele alındığında, altının pozitif Eylül mevsimselliği yüzde 93 güven düzeyinde seyrediyor. Bu, istatistikçilerin bir kalıbın gerçek olup olmadığını belirlerken sıklıkla kullandıkları yüzde 95 güven düzeyinin hemen altında bir seviyeye karşılık geliyor. 2011’den önceki dönemde, altının pozitif Eylül eğilimi yüzde 99 düzeyinde istatistiksel olarak yüksek güven düzeyiyle öne çıkıyor.
Eğilimdeki değişimin nedeni
Baur, altının Eylül mevsimsel eğilimindeki bu büyük düşüşe dair olası bir nedenin birçok altın yatırımcısının bu eğilimin farkına varması ve bundan faydalanmaya çalışarak bunun ortadan kalkmasına neden olması olabileceğini söylüyor.
Yatırımcılar Ağustos ayında alım yaparak Eylül ayında aceleci davrandıkları ölçüde, altının Eylül ayındaki olumlu eğilimi Ağustos ayına kayıyor. Baur’un tahmini, altının 2011’den bu yana Ağustos ayındaki iyileşen getirisinden de destek alıyor. Altın, bu yıl Ağustos ayında özellikle iyi performans gösterdi ve yakın vadeli altın vadeli işlem sözleşmesi yüzde 2,2 oranında değer kazandı.
Peki bu verilerden nasıl bir çıkarım yapmak gerekiyor? Çoğu zaman olduğu gibi, tarihsel verielr altının Eylül ayı performansı hakkında kesin bir sonuca varmayı desteklemiyor. Son 13 yıla odaklanıldığı takdirde altından uzak durmak doğru bir seçenek gibi gözüküyor. 1974’ten bu yana geçen yaklaşık 50 yıla odaklanıldığında ise altına hücum etmek gerekiyor.