David Lubin’in değerlendirmeleri, Türkiye ekonomisinin şu anda daha zorlu bir aşamaya geçmekte olduğunu ve mevcut ekonomik istikrar programının bazı kritik eksiklikler taşıdığını vurguluyor. Şimdiye kadar parasal politikada olumlu adımlar atılmış olsa da, mali politikada beklenen sıkılaştırmanın henüz gerçekleşmediği belirtiliyor. Lubin, özellikle mali politikaların enflasyonu düşürme sürecinde daha aktif bir rol oynaması gerektiğini savunuyor. Bu kapsamda, 2025 yılında mali politikaların daha sıkı bir hale getirilmesi beklentisi öne çıkıyor.
Lubin’in görüşlerine göre, Orta Vadeli Program’da (OVP) hedeflenen bütçe açığının %2’ye düşürülmesi ve büyümenin %4’e çıkması gibi hedefler arasında çelişki bulunuyor. Bu hedeflerin aynı anda gerçekleşmesinin zor olduğunu belirterek, büyümenin yavaşlayacağını öngörüyor. Enflasyonu düşürmenin iki temel yolu olduğuna dikkat çeken Lubin, bunların derin bütçe kısıtlamaları ve döviz kuruna bel bağlamak olduğunu ifade ediyor. Türkiye’nin şu anda döviz kuru üzerinde bir istikrar sağlamış olmasına rağmen, yüksek hizmet enflasyonu ve beklentilerin düşürülmesi için ekonomik yavaşlamanın gerekli olduğuna işaret ediyor.
Türkiye ekonomisinin rekabetçi yapısı ve coğrafi avantajı sayesinde büyük yatırımlar çekme potansiyeline sahip olduğuna vurgu yapan Lubin, bu yatırımların gerçekleşebilmesi için makroekonomik istikrarın kanıtlanması gerektiğini belirtiyor. Özellikle Körfez bölgesindeki sermayenin, finansal istikrarın sağlandığı bir ortamda Türkiye’ye yatırım yapma isteğinin artabileceğine dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra, Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme çabalarının olumlu olduğunu ve ülkenin risk priminin iyi durumda olduğunu belirten Lubin, enflasyonla mücadelede güven verici bir görünüm sergilemenin önemine vurgu yapıyor.
Lubin’e göre, TL’nin değer kaybetmesi enflasyon sorununu çözmeyecek, bu nedenle kalıcı bir çözüm için mali politikaların da parasal politikalar kadar sıkılaştırılması gerekiyor. Avrupa ve ABD ekonomilerindeki gelişmelerin de Türkiye’nin ekonomik görünümü üzerinde etkili olacağına işaret eden Lubin, dış faktörlerin şu an için Türkiye’nin lehine olmadığını belirtiyor.