2024 yılında yatırımın odağı, standart TL mevduat ve para piyasası fonları olurken, hisse senedi piyasası geri planda kaldı. Halka arzlar sınırlı katılımla gerçekleşti ve 31 şirketin halka arzından 55.9 milyar TL kaynak sağlandı. Ancak 2025 yılı, hisse senedi fonları ve halka arzlar için daha büyük umutlar taşıyor.
Şebnem Turhan’ın Ekonomim’de yer alan ilgili haberinde Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle sabit getirili enstrümanlardan borsaya yönelimin artması ve halka arzların ivme kazanması beklendiğine değinildi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül, faiz indirimlerinin risksiz getirilerde düşüşe yol açacağını ve bu durumun halka arzlara ve riskli varlıklara ilgiyi artırabileceğini vurguladı. 2025’te özellikle GYO & inşaat, enerji, sanayi, perakende, gıda ve finans sektörlerinin halka arzlarda öne çıkması bekleniyor.
Akgül, rasyonel ekonomik adımların ve Türkiye’nin gri listeden çıkmasının, yabancı yatırımcı ilgisini yeniden canlandırdığını belirtti. Ancak yüksek faiz ortamı nedeniyle yabancılar kısa vadede borçlanma araçlarına yöneldi. Faizlerin düşmesiyle, yabancı yatırımcıların hisse senetlerine ve halka arzlara yönelmesi öngörülüyor. Ayrıca MSCI Turkey Endeksi’nin fırsat sunması, bu ilgiyi destekleyebilir. Bankacılık, holding, GYO ve ulaştırma sektörleri yabancı ilgisini çekecek alanlar olarak öne çıkıyor.
Yabancı faiz indirimiyle riskli varlıklara geçebilir
Akgül, BIST100 endeksinin 2024’e hızlı başladığını ancak yılın ikinci yarısında risk iştahının düştüğünü belirtti. Ekonomi yönetimindeki değişimle gelen rasyonel adımlar ve kredi notu artışlarının etkisiyle endeks yıl içinde TL bazlı rekor kırarken, politika faizindeki yükseliş riskli varlıklardan çıkışları hızlandırdı.
Ağustos ayından itibaren küresel resesyon endişeleri ve jeopolitik gerginlikler, endeksin performansını olumsuz etkiledi. Yabancı yatırımcılar, yüksek faiz ortamında borçlanma araçlarına yönelirken, faiz indirim sinyalleriyle bu eğilimin değişebileceği öngörülüyor.
Akgül, faiz indirimiyle yabancıların riskli varlıklara geçiş yapabileceğini, not artışları, CDS’lerin düşmesi ve swap kanallarının açılmasının BIST’e katalizör etkisi yaratabileceğini vurguladı. Özellikle bankacılık ve holding sektörlerinin yabancı ilgisini yeniden çekebileceği ifade edildi.