Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Hayat şartlarını dikkate alarak temmuz ayında yeniden emeği koruyacak asgari ücret düzenlemesini devreye sokacağız” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ nedeniyle bakanlığın internet sitesinde mesaj yayımladı. Bilgin, “Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüyen Türkiye’nin çalışan, üreten emekçilerinin menfaatlerini gözeten adımlarımızı istikrarlı ve güvenli bir şekilde atıyoruz. 2023 yılı asgari ücreti, 2022 yılına göre net artış oranını yüzde 100 yaparak ülkemiz ve milletimiz için en doğru, en hakkaniyetli kararla emeğin ve emekçinin yanında olmaya devam ettik. Hayat şartlarını dikkate alarak temmuz ayında da yeniden emeği koruyacak asgari ücret düzenlemesini devreye sokacağız. Sosyal devlet anlayışıyla çalışanlarımızla omuz omuza vererek her bir vatandaşımızın refah seviyesinin yükselmesi, istihdamın artması için çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘ŞEHİT EMEKÇİLERİ ANIYORUM’
Bakan Bilgin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada ise “Büyük ve güçlü Türkiye’nin müreffeh geleceğini emek emek beraber inşa ettiğimiz emekçilerimizin ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü yeniden kutluyorum. Bu anlamlı günde emekçi düşmanı terör örgütü PKK’nın katlettiği yüzlerce şehit işçimizi ve tüm şehit emekçileri rahmetle anıyorum” dedi.
Bakan Bilgin: Çalışma sürelerini yeniden düzenlemek durumundayız
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Biz Türkler de çalışma hayatımızı çağdaşlaştırarak çalışma sürelerinin yeniden daha insani şartlarda, emeğin verimliliğini birim verimliliğindeki artışı dikkate alarak yeniden düzenlemek durumundayız” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Memur-Sen Genel Kurulu’nda konuştu. Bakan Bilgin, yaklaşık 100 yıl önce emekçilerin çalışma sürelerinin kısaltılması için yaptıkları eylemleri hatırlatarak, şöyle dedi:
“İlk eylem Chicago’da çalışma sürelerinin 10 saate indirilmesi konusundaydı. Fakat daha sonra eylemler büyüdü. Dünya çapında yayıldı ve 8 saat talepleri ortaya çıktı. Yaklaşık yine 100 yıla yakındır veya 100 yıldan biraz daha fazla da dünyanın çeşitli ülkelerinde Uluslararası Çalışma Örgütü kuruluşuyla çalışma süreleri 8 saate indirildi. Şimdi bir başka çağda yaşıyoruz. Bu 8 saat talebinin olduğu dönem hepimizin bildiği gibi sanayi çağının başladığı dönemdi. Şimdi soru şu; bundan 100 sene önce işçiler 1 saatte ne kadar, çalışanlar 1 saatte ne kadar ürün üretiyordular, hizmet üretiyordular, bugün 1 saatte ne kadar üretiyorlar? Herhalde araya giren bu teknolojik değişimle, bu teknolojik devrimle işçilerin, emekçilerin, hizmet sektöründe çalışan emekçilerin ürettikleri değer, ürettikleri ürün, ürettikleri hizmet katlanarak artmıştır. Bunun için artık günümüzde tartışılması gereken, bu 1 Mayıslarda tartışılması gereken ilk şey çalışma sürelerinin halen sanayi çağının başlangıcında talep edilen 8 saat civarında kalması olabilir mi? Elbette açıkça olamaz. Dolayısıyla biz Türkler de çalışma hayatımızı modernize ederek çalışma sürelerinin yeniden daha insani şartlarda, emeğin verimliliğini birim verimliliğindeki artışı dikkate alarak yeniden düzenlemek durumundayız. İngiltere’de bir pilot çalışma yapıldı ve 6 saat uygulamasına geçildi. 6 saatten sonra bunun da yetersiz olduğu için 5 saat denemesi yapılıyor. Dünyanın pek çok yerinde başta akademisyenler olmak üzere bu çalışmalar yapılıyor.”