Bank of America, hisse senetleri pahalı olsa da yatırımcıların borsaya girmeleri gerektiği görüşünde.
ABD borsalarında hisse senedi fiyatları güçlü rallinin de etkisiyle aşırı değerli görünüyor. Ancak Bank of America, buna rağmen borsada fırsatların devam ettiğini söylüyor.
Bank of America, yatırımcıların ‘son derece pahalı’ gözükse de borsaya girmeleri gerektiğini belirtiyor. Bank of America’dan Savita Subramanian’nın paylaştığı nota göre borsa, geçmişe kıyasla ‘çok pahalı’ ancak bu, yatırımcıların hisse senetlerinden kaçınması gerektiği anlamına gelmiyor.
Değerlemeleri geçmişle kıyaslamak yanıltıcı
Insider’dan Matthew Fox’un haberine göre, ABD’li hisse senedi stratejisti Savita Subramanian, S&P 500’ün ’20 ölçütten 19’unda istatistiksel olarak pahalı olmasına ve 1900’e kadar olan verilere göre, son kazanç oranında yüzde 95’lik fiyat kazanç oranında işlem görmesine rağmen, bunun hisse senedi fiyatlarının daha iyi olamayacağı anlamına gelmediğini öne sürüyor ve ekliyor: “Buradan alıma devam edin çünkü bunun iyi bir nedeni var.”
Subramanian, özellikle, S&P 500’ün bileşiminin çok farklı göründüğü mevcut borsa değerlemeleriyle geçmişi karşılaştırma konusunda sorun yaşandığını ifade ediyor.
Subramanian, “Sanırım çok duyduğum ve çürütmeye çalışmak istediğim tek ayı piyasası vakası, piyasanın çok pahalı olduğu fikri. İnsanlar bugünün S&P’sini alıp 10 yıl öncesiyle, 20 yıl öncesiyle, 30 yıl öncesiyle, 40 yıl öncesiyle karşılaştırıyor. Bunun mantıklı olduğunu düşünmüyorum çünkü bugün piyasa çok farklı dinamiklere sahip” diyor.
S&P 500 şu anda 12 aylık son fiyat-kazanç oranı olan 24,5 kat ile 10 yıllık ortalama olan 21,1 katın oldukça üzerinde işlem görüyor. Bu arada, S&P 500’ün vadeli fiyat-kazanç oranı 20,4 kat seviyesinde olup 30 yıllık ortalama olan 16,6 katın 1 standart sapma üzerinde seyrediyor.
Endeks yoğunluğu farklı sektörlere kaydı
Ancak Subramanian, S&P 500’de yer alan şirketlerin bugün geçmişe göre çok daha karlı olduğu göz önüne alındığında belki de S&P 500’ün 30 yıl öncesine göre daha yüksek bir değerlemeyle işlem görmesi gerektiğini öne sürüyor. Subramanian, bu durumu, “S&P 500, önceki on yıllara göre yarı yarıya kaldıraçlı, daha kaliteli ve kazanç dalgalanmaları daha düşük. Endeks, 1980’de kademeli olarak yüzde 70 imalat, finans ve emlak şirketleri yoğunlukluyken bu durum yüzde 50 teknoloji ve sağlık hizmetlerine kaydı” sözleriyle açıklıyor.
Ve bu farklı kompozisyon S&P 500’ün kar marjlarında da kendini gösteriyor; kar marjları 1980’lerde yüzde 6’nın altından bugün neredeyse yüzde 12’ye çıkmış durumda. Subramanian, “Burada farklı bir oyunun içindeyiz; dolayısıyla bugün sadece S&P’ye bakıp fiyat kazanç oranını geçmiş zamanlarla karşılaştıramazsınız” diyor.
5500 puan gerçekçi bir hedef
“Sonuç olarak, tarihsel olarak yüksek piyasa değerlemelerine rağmen, kurumsal kazançlar mevcut seviyelerinin altına düşmediği sürece hisse senedi fiyatları muhtemelen yükseliş eğilimini sürdürecek” diyen Subramanian, “Bu gerçekçi iyi durum senaryosu, S&P 500 için 5500 puan değerinde gerçeğe uygun bir değer öneriyor” diyor. Bu, endeksin mevcut seviyelerden yüzde 9’luk bir potansiyel yükselişi temsil ediyor.