Baykar’ın, Suudi Arabistan’da imzaladığı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesinin ardından yeni anlaşmalar imzalandı.
Türk savunma sanayisinin milli insansız hava araçlarında yakaladığı ihracat başarısı, beraberinde yeni fırsatlar getiriyor.
Baykar, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ile Bayraktar AKINCI Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) ihracatı ve iş birliği sözleşmesi imzaladı. Bu imza, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük savunma ve havacılık ihracatı sözleşmesi olarak kayıtlara geçti.
Bayraktar AKINCI sözleşmesi ile Türk savunma sanayisi şirketleri için Suudi Arabistan’a birçok ihracat için kapı açılmış oldu.
Alınan bilgiye göre, bu sözleşmenin devamında, Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde Riyad’da İHA İmalatı Yerlileştirme Anlaşması İmza Töreni düzenlendi. Törende, Baykar, ASELSAN ve Roketsan, Suudi Arabistan’daki şirketlerle yeni anlaşmalar yaptı.
Baykar, Suudi Arabistan Askeri Sanayisi (SAMI) ile yerel üretim ve teknoloji transferi, ASELSAN ve Roketsan da sahip oldukları yetenekler doğrultusunda ülkede teknolojiyi yerelleştirmeye yönelik çalışmalar yürüten NCMS şirketi ile mutabakat anlaşmaları imzaladı.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Suudi Arabistan’dan üst düzey devlet yöneticileri ve şirket yetkililerinin de katıldığı törende, anlaşmalara Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol ve Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci imza attı.
“BAYRAKTAR AKINCI, SIRADAN BİR SİLAH VEYA HAVA ARACI DEĞİL”
Haluk Bayraktar, törende yaptığı konuşmada, heyecan verici bir anı kutlamak ve iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendiren yeni bir fasla tanıklık etmek için bir arada bulunduklarını söyledi.
Yeni teknolojileri uygulayan ülkelerin avantaj elde etmekle kalmadığını, müttefikleriyle daha güçlü bağlar kurduğunu vurgulayan Bayraktar, “Bayraktar AKINCI da dahil olmak üzere yenilikçi teknolojileri paylaştık ve paylaşmaya devam edeceğiz. Bayraktar AKINCI gibi yüksek teknolojiye sahip bir platformun geliştirilmesi şüphesiz paha biçilmezdir. Bayraktar AKINCI, sıradan bir silah veya hava aracı değildir. Akıncı, onlarca bilgisayar, on binlerce satır kod ve yapay zekâ ile donatılmış uçan akıllı bir robottur.” dedi.
Baykar adına projenin sorunsuz uygulanması ve satış sonrası hizmetlerin sunulması için en etkin şekilde iş birliği yapmayı taahhüt eden Bayraktar, Suudi kurumları, düzenleyiciler ve yerel endüstri ile de gerekli adımları koordine ettiklerini belirtti.
Bu projenin, Baykar için sadece bir iş fırsatı değil, aynı zamanda ülke çıkarları doğrultusunda gelecek vadeden fırsatların bir dayanağı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, projenin devamı için de hazır olduklarını bildirdi.
Suudi son kullanıcıların, Bayraktar AKINCI konseptine aşina olmasını ve devredilecek daha fazla yetenekle birlikte tüm Bayraktar filosunun etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Haluk Bayraktar, “Baykar, projenin büyüklüğünün farkında ve uzun yıllara dayanan stratejik iş birliğinin habercisi olan bir başarı öyküsünü garantilemek için tüm kapasitesini seferber ediyor.” diye konuştu.
ABD BASINI DA KÖRFEZ ÜLKELERİNİN TÜRK İHA’LARINA İLGİSİNİ ANALİZ ETTİ
Öte yandan Türk İHA’larına artan ilgiyi ABD basını analiz etti. Hürriyet’ten İlker Koçaş’ın haberine göre ABD merkezli Business Insider’ın, ‘Suudi Arabistan ve BAE, endişelenmeyi bırakıp Türkiye’nin Bayraktar İHA’larını sevmeyi nasıl öğrendi?’ başlığı ile yayınladığı analizde “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye’nin yerli askeri insansız hava araçlarına doyamıyor gibi görünüyor. Her iki ülke de son aylarda Türk Bayraktar insansız hava araçları için milyarlarca dolarlık önemli anlaşmalar imzaladı. Anlaşmalar, Körfez ülkeleri arasında Türk yapımı teçhizata artan ilgiyi yansıtıyor ve son yıllarda bölgedeki diğer konulardaki farklılıklara rağmen Türkiye’nin Orta Doğu’daki komşularına silah satma arzusunun arttığının işaretleri” denildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ziyareti kapsamında rekor bir anlaşmaya imza atıldığı hatırlatılarak anlaşmanın Kuveyt’in TB2’yi sipariş eden 28. ülke olmasından bir ay sonra imzalandığının altı çizildi. Analizde “Anlaşmalar, önde gelen Arap Körfez ülkelerinin sadece birkaç yıl içinde hızla Türk insansız hava araçlarının en büyük müşterileri haline geldiğini gösteriyor” denildi.
Körfez ülkelerinin daha önce Çin yapımı drone’lar satın aldığını belirten yazıda şu ifadelere yer verildi:
“Bu muazzam anlaşmalardan önceki on yıl boyunca, Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri esas olarak Çin insansız hava araçlarını, özellikle de Yemen ve Libya’da savaş gören Wing Loong II’yi satın aldı. Ancak Çin yapımı dronlar, TB2’nin dramatik ve hızlı yükselişinin ortasında çekiciliğini kaybetti.”
Yazıda Katar Üniversitesi’ne bağlı İbn Haldon Merkezi’nde Türkiye uzmanı olan Ali Bakır’ın görüşlerine de yer verildi. Bakır, insansız hava aracı satın almanın sistemi satın almaktan daha fazlasını gerektirdiğinin altını çizdi.
Bakır, Suudi anlaşmasının mühimmat, sistemler, eğitim, bakım, komuta ve kontrol birimleri gibi eşlik eden unsurları içereceğini söyledi ve “Bu ek bileşenler şüphesiz ilk maliyetlere katkıda bulunacak ve teknoloji transferi anlaşmanın bir parçasıysa, sözleşme minimum 2 milyar doları geçebilir” ifadelerine yer verildi.