BlackRock Investment Institute Başkanı Jean Boivin, “Haftalarca belirsizliğe yol açan tartışmalı bir seçim, piyasalar tarafından göz ardı edilen bir risktir” diyor.
ABD başkanlık seçiminin sonuçları üzerine tahminler giderek hız kazanıyor. Son veriler eski Başkan Donald Trump’ın seçimi kazanacağını gösteriyor ancak mevcut durumun, belirsizliği sonlandırmaya yeterli olmadığı düşünülüyor.
‘Tartışmalı seçim’ senaryosu
Insider’dan Filip de Mott’un haberine göre, BlackRock’tan Jean Boivin, “Yatırımcılar tartışmalı bir ABD seçimi riskini göz ardı ediyor. Bizim için asıl izlenmesi gereken şey, haftalarca çok rahatsız edici hukuki mücadelelere gebe olabilecek tartışmalı seçim senaryosu” şeklinde konuşuyor.
Boivin şöyle devam ediyor: “Bunun fiyatla ilgili olduğunu düşünmüyorum ve tepki vermeniz gereken bir senaryoya hazırlanmak istiyorsanız, bunun piyasalar için kötü olabilecek senaryolardan biri olduğunu düşünüyorum.”
Donald Trump ve Kamala Harris’in başa baş gibi bir yarışta olmasıyla bu olasılık gerçekten de çok uçuk değil. Son eyalet anketleri, iki haftadan az bir süre kala seçimlerin çok yakın bir yarışa sahne olacağını gösteriyor.
Seçime yönelik işlem yapmak aptalca
Bolvin genel anlamda Kasım ayında ne olacağına göre piyasalarda işlem yapmaya çalışmanın ‘aptalca bir iş’ olduğunu düşünüyor. Ancak bu, yatırımcıları denemekten alıkoymuyor. Son haftalarda, bahis piyasalarının önerdiği gibi, Cumhuriyetçi adayın kazanacağı ihtimali üzerine, ‘Trump ticareti’nde artış gözleniyor.
Yine de son haftalarda diğer piyasa stratejistleri de Boivin’in seçim anlaşmazlığının piyasalar için ne anlama geleceği konusundaki endişelerini dile getiriyor.
Diğer örnekler ve artan volatilite
Morgan Stanley’e göre, gecikmiş sonuçlar tarihsel olarak kısa vadeli oynaklığı tetikliyor. Borsanın korku göstergesi olarak da bilinen CBOE Volatilite Endeksi, 2020 seçimleri sırasında yüzde 40 oranında arttı. Ölçüm, ancak birkaç gün sonra seçimin kazananı resmi olarak açıklandığında gevşedi.
Başka bir örnekte, Stifel‘in Washington baş politika stratejisti Brian Gardner, George W. Bush ve Al Gore arasındaki 2000 yılı seçim sonucu anlaşmazlığı sırasında hisse senedi piyasasının satıldığını belirtiyor ve şöyle diyor: “S&P 500, Seçim Günü ile Yüksek Mahkeme’nin yasal itirazları sonlandırdığı 13 Aralık arasında yaklaşık yüzde 5 oranında düştü.”
Makroekonomik arka plan belirleyici
Ancak Gardner, makroekonomik arka planların bu senaryolarda gizli bir rol oynayabileceğini de ekliyor. 2000 yılında hisse senetleri ‘dot-com balonu’ patlamasının tam ortasındaydı. Bu arada hisse senetleri, muhtemelen Kovid-19 salgınının sona erdiğine dair işaretler nedeniyle Trump’ın 2020’deki seçim anlaşmazlığı sırasında yükseldi.
Gardner, “Yatırımcılar için ana çıkarım, o zamanki baskın ekonomik ve piyasa koşullarının siyasi olaylardan ziyade finansal piyasaları yönlendirmiş olmasıdır” diye yazıyor.
Şu an itibariyle, mevcut makroekonomik durum, Fed’in faiz indirimi yoluna ilişkin yatırımcıların bakış açılarını değiştirmiş ve bu durum, tahvil piyasasını dik bir satış dalgasına sürüklemiş halde ve pek parlak değil.