Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, katıldığı bir televizyon programında ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulundu. Yıl sonuna kadar ek bir vergi artışının olmayacağını söyleyen Yılmaz, “Enflasyonla mücadelemiz sonuna kadar devam edecek” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, NTV canlı yayınında Türkiye’nin ekonomisine dair değerlendirmelerde bulundu.
Yıl sonuna kadar ek bir vergi artışı olmayacağını belirten Yılmaz, “Kendiliğinden güncellenecek vergiler dışında ek bir vergiyi, ilave bir vergiyi yıl sonuna kadar tartışma durumu yok. Biz bütçe çerçevesinde almamız gereken tedbirleri bu yıl için aldığımız kanaatteyiz” dedi.
Vergi artışındaki ana unsurun deprem olduğunu söyleyen Yılmaz, “Enflasyonist etki hem giderlerinizi hem gelirlerinizi artırıyor. Kamu son dönemde enerji fiyatlarını sübvanse etti. Kamuda giderler artarken gelirlerin de artması gerekiyor” diye konuştu.
“TASARRUF KAYNAKLARI VERİMLİ KULLANMAK DEMEKTİR”
Yılmaz, vergi kalemi ile ilgili açıklamalarına şöyle devam etti:
“Ücret artışlarıyla bütçe imkanlarını zorlayarak artışlar yapıldı. Ama ağırlıklı faktör deprem etkisi. Birkaç yıl içinde bu artışları yapıp bitireceğiz. Kamuda fedakârlık yapılacak. Cumhurbaşkanımızın bir tasarruf genelgesi var, hala yürürlükte. Bu ay sonuna kadar ilave tasarruf tedbirleri istendi. Tasarruf kaynakları kullanmamak değildir, kaynakları verimli kullanmak demektir.
Şu an itibarıyla bütçede dengeleri kurmuş durumdayız. Kurumlar vergisini 5 puan artırdık. İhracatçılar için 1 puan artırdık. Bundan sonra Meclis’e bir düzenleme gelir mi? Bu Meclisimizin takdirinde. Bizim öngördüğümüz değişiklikleri yapmış durumdayız.
Nominal kur ve reel kur denen bir şey var. Nominal kur uzun süre artmadı. Enflasyonun arttığı ortamda kur artmadı ve TL değer kazandı. Bugün geldiğimiz noktada reel kurun enflasyonun etkisini ortaya koyduğu bir dönem oldu. Önümüzdeki dönemde böyle bir hareketlenme beklenmemektedir. Bundan sonraki süreç daha normal bir seyir içerisinde arz talep dengesi içerisinde yürüyecektir. Aldığımız tedbirler kuru daha istikrarlı bir zemine oturtacaktır.”
“ENFLASYONLA MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”
Geçtiğimiz günlerde açıklanan enflasyon oranları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Yılmaz, şunları ifade etti:
“Enflasyon beklentilerimizin elbette üstünde. Neden böyle bir tablo ile karşı karşıya kaldık? Depremin de etkisi var. Kurlarda uzun süre istikrarlı bir seyir vardı. Son dönemde kur reel bir zemine gelmiş oldu. 15 milyar dolar Merkez Bankamız son dönemde rezerv biriktirdi. Kurlardaki yükseliş enflasyonist bir etki yaptı ve beklentilerimizi güncellememiz gerekti. Enflasyonla mücadeleyi kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Deprem etkisi hariç, AB standartlarında bir bütçe açığı tutturmak istiyoruz. Para politikası çerçevesinde baktığımızda 2026’da faiz ve enflasyonu tek haneye düşürme hedefimiz var. Enflasyon sadece para politikasının da konusu değil. Yapısal reformlarımız da yer alacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 günlük Körfez turunun ardından imzalanan ekonomik anlaşmalar ile ilgili de konuşan Yılmaz, “İhracat finansmanı için 3 milyar, deprem finansmanı için 8,5 milyar dolar gelecek Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan anlaşma doğrultusunda. Hazine gerekli görüşmeleri yürütüyor. Bunlar hızlı gerçekleşecek diye bekliyoruz. Suudi Arabistan ile tarihimizin en yüksek savunma sanayii anlaşması gerçekleştirildi” dedi.
“DÖVİZ GİRİŞİ DOĞRUDAN YATIRIM KONUSUNDA AVANTAJ SAĞLAYACAK”
BAE ile yapılan ve somutlaştırılan anlaşmanın çok önemli olduğunu söyleyen Yılmaz, “Enerji fiyatlarının yükseldiği bir dönemden geçtik. Körfez ülkelerinde ciddi bir kaynak oluştu. Bu kaynakları dünyanın farklı ülkelerinde değerlendirme niyetindeler. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu döviz girişi ve doğrudan yatırım konusunda avantaj sağlayacak” diye konuştu.
Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:
“Proje bazlı yatırımlarla kaynak girişi olacak. Enerjide Türkiye’nin muazzam bir yatırım potansiyeli var. Cari açığımızın önemli bir kısmını enerji oluşturuyor. Buralarda mutlaka daha fazla uluslararası sermayeyi cezbetmesi gerekiyor. Cari açığımızı düşürüp makro ekonomik istikrarımıza katkı sağlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımız sayesinde Türkiye savunma sanayiinde ciddi bir atılım gerçekleştirdi. 2028’den önce 10 milyar dolar olan ihracat hedefimize daha önceden ulaşacağız. Körfez ülkeleri de bunun bir parçası.
“KKM’NİN TAMAMINI MERKEZ BANKASI YÖNETECEK”
Kur korumalı mevduat kurun aşırı istikrarsızlaştığı dönemde devreye girdi. Tabiatı itibarıyla geçici bir mekanizma. Bugün geldiğimiz noktada hemen vazgeçilecek bir mekanizma değil. Şu anda böyle bir gündemimiz yok. KKM’nin tamamını Merkez Bankası yönetecek. Bütünlük içerisinde süreç yönetilmiş olacak. KKM’nin amacı kur istikrarını korumak. Bütçedeki ön görülebilirliği de artırmış olacak. Bundan sonraki süreci Merkez Bankamız daha etkili bir şekilde yönetecektir.”