Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Caddesi Kentsel Dönüşüm Alanı’nda düzenlenen, Rize Merkez Kentsel Dönüşümü, Isırlık Tabiat Parkı, Müyesser Kart Huzurevi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 6 aylık aranın ardından bir kez daha Rize’de bulunmanın, gönülleri kucaklaştırmanın memnuniyeti içinde olduğunu belirtti.
Rize’nin baharının ayrı, sonbaharının ayrı güzel olduğunu ifade eden Erdoğan, en güzelinin de Rizelilerin her an, her yerde hissettikleri vefası, kadirşinaslığı, aşkı ve sevdası olduğunu söyledi.
“Allah’tan başka güvenecek dal, milletimden başka yaslanacak gövde aramadım”
Erdoğan, ömrünü, davasına, ülkesine, milletine ve hemşehrilerine hizmet uğruna adadığını kaydetti.
Yirmili yaşlarda millete siyaset yoluyla hizmet etmek için gençlik kollarında görev üstlendiğini, 30 yaşında partisinin Beyoğlu İlçe Başkanı ve belediye başkanı olarak İstanbul’da hizmete talip olduğunu anımsatan Erdoğan, 40 yaşında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak İstanbul’un makus talihini yenip eser ve hizmetleri şehre kazandırma fırsatı bulduğunu dile getirdi.
Çöp, çukur, çamur içindeki İstanbul’u çöpten, çukurdan, çamurdan kurtararak bugünkü temellerini attıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elli yaşımda Başbakan olarak ülkeme hizmet ediyordum, 60 yaşında milletimin takdiriyle seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olma şerefine eriştim. Şu anda 70 yaşıma merdiven dayadığım bugün mayasını Rize’den aldığım deruni bir aşkla, şevkle, azimle, tecrübeyle ülkeme ve milletime hizmet mücadelemi sürdürüyorum. Neredeyse, yarım asrı bulan yolculuğumun her safhasında Allah’tan başka güvenecek dal, milletimden başka yaslanacak gövde aramadım. Hamdolsun, girdiğim her mücadelede Rabb’imin yardımını da milletimin desteğini de yanımda buldum. Bu sayede yolumu kesmek için kurulan her tuzağın bozulduğunu, her engelin kalktığını, her zorluğun kolaylığa dönüştüğünü gördüm. Elde ettiğimiz her başarının gerisinde milletimin hayır duasının olduğunu bilerek bir sonraki safhaya geçtik.”
Erdoğan, Rize’de başlayıp İstanbul’da dal budak salan, ardından Türkiye’nin 81 vilayetine uzanan, oradan Balkanlar’dan Kafkaslar’a, dost ve kardeş coğrafyalara yayılan, nihayetinde tüm dünyayı kucaklayan bir serencamın hikayesini hep beraber yazdıklarını belirtti.
Aldığı rakama göre tören alanında 40 bin kişi olduğunu bildiren Erdoğan, “Halkımla, hemşehrilerimle beraber Rize merkezde kentsel dönüşümü yaptığımız şu güzellik ayrı bir gurur veriyor bana. Dün neydi buralar, bugün ne oldu? Dükkanlar, mağazalar, ofisler çalışmaya başladığında, herkes konutlarına yerleştiğinde buraların ne anlama geleceğini, ne kadar güzel olacağını herhalde takdir ediyorsunuz.” diye konuştu.
Erdoğan, AK Parti’yi, kuruluşunun üzerinden daha 15 ay geçmeden iktidara getiren millete bir söz verdiklerini, “artık bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediklerini anımsattı.
“Bu ülkede çalışmak, üretmek isteyen herkesin yolu açık”
Aradan geçen 21 yılın ardından dönüp baktıklarında, artık bu ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını görmenin kıvancı içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şimdi soruyorum sizlere, beş, on sene önce buralar neydi? Şu anda ne olduğunu görüyorsunuz değil mi? Artık bu ülkede darbecilerin borusu ötmüyor, cuntacıların sesi çıkmıyor, vesayetçilerin tekeri dönmüyor. Artık bu ülkede kimse öz yurdunda garip muamelesi görmüyor. Artık bu ülkede doğmamış çocuğundan pirifani mertebesindeki yaşlısına kadar hiç kimse ‘ne olacak halim’ endişesi taşımıyor. Artık bu ülkede kendini kimsesiz hisseden herkesin yanında olduğunu bildiği bir devleti, bir hükümeti var. Artık bu ülkede çalışmak, üretmek, kendini geliştirmek isteyen herkesin yolu açık. Çünkü artık Türkiye Cumhuriyeti devleti tek parti faşistlerinin, kendilerini imtiyazlı gören bir avuç siyasi ve ekonomik seçkinin değil, bizatihi milletin devletidir. Kardeşlerim, biz tüm bu gelişmeleri, cumhuriyeti cumhurla, devleti milletle, ülkenin imkanlarını halkla buluşturarak sağladık. Rize’den Düzce’ye, Hatay’dan Balıkesir’e uzanan tüm sahillerimiz, bir tarafına denizi bir tarafına Anadolu’yu alan her vatandaşımız bu hissiyatla güne başlıyor. Ağrı Dağı’nın haşmetli gölgesinden, İç Anadolu’nun bozkırlarına, Ege’nin bereketli ovalarından Güneydoğu Anadolu’nun kadim topraklarına kadar her yerde insanımız aynı duyguyla hayatına sarılıyor. Tek başına bu başarının gururu bile bize yeter.”
“Gazze’de işlenen katliamların durdurulması da bizim boynumuzun borcudur”
Konuşmasında, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çıtayı en tepeye çıkardıklarını belirten Erdoğan, “Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizde hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarının her biri işte bugünler içindi. Asırlar sonra milletimiz yeniden dünyada hak ettiği yeri alabileceğini hissediyor, görüyor, biliyor. Bu bakımdan eskisinden daha çok çalışmamız, daha çok üretmemiz, daha çok mücadele etmemiz gereken bir döneme giriyoruz.” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu çevre başta olmak üzere dünyada yaşananlara dikkati çekerek, “Adeta bir ateş çemberinin ortasındayız. Hamdolsun bu ateşin ülkemize zarar vermesini önleyecek güce de imkana da dirayete de tecrübeye de sahibiz.” ifadelerini kullandı.
“Karadeniz’e barış gelecekse emin olun bizimle gelecek.” diyen Erdoğan, Suriye ve Irak sınırlarının, bu ülkelerde yaşayanların istikrarını ve güvende kalmalarını sağlayacaklarını, Balkanlar’da, Kafkaslar’da huzur ve güvenin kalıcı şekilde tesisini temin edeceklerini vurguladı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kuzey Afrika’dan Güney Asya’ya dost ve kardeşlerimizin yaşadığı her yerde kalplerin ve gözlerin aradığı o beklenen biz olacağız. Filistinli kardeşlerimizin İsrail zulmünden kurtarılması, Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde işlenen katliamların durdurulması da bizim boynumuzun borcudur. Filistin topraklarının dört bir yanında çocukları, anneleri, masumları öldüren katillerin; mazlumların malını çalan hırsızların yakasından yapışmak bizim insani vazifemizdir. Bu ahlaksız, vicdansız, alçakça katliamı yapanları destekleyenlerin yüzlerine gördüğümüz her yerde suçlarını haykırmak da tarihe karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı içinde barındıran Kudüs-ü Şerif’in diğer inançların mensuplarının da haklarını gözetecek şekilde mahremiyetini korumak manevi görevlerimiz arasındadır.”
“Gazze’deki kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz bırakmadık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin meselesinde, Gazze’de yaşananlar konusunda görünenden çok daha fazlasını yaptıklarına, yapmayı da sürdüreceklerine işaret ederek, “Gazze’deki kardeşlerimizi asla sahipsiz, çaresiz ve tek başlarına bırakmadık ve bırakmayacağız. İçimizdeki kimi gafiller bilmese de Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz bunu çok iyi biliyor. Elbette üzerimize düşenleri yaparken ayaklarımızı yerden kesmiyoruz.” diye konuştu
Türkiye’nin, 21 yılda hem kendinin hem dost ve kardeşlerinin hem de dünyadaki tüm mazlumların haklarını koruyacak inisiyatifler geliştirme konusunda çok önemli mesafe kat ettiğine dikkati çeken Erdoğan, siyasi, ekonomik, askeri olarak henüz sonuçlandırılamayan çalışmaların olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kimi alanlarda 3-5 yıllık, kimi alanlarda 5-10 yıllık vakit gerektiren projelerimizi tamamladığımızda Allah’ın izniyle Türkiye bambaşka bir seviyeye yükselecek. Terör örgütlerinin üzerimize salınmasından darbe girişimlerine, ekonomik sabotajlardan siyasi çelmelere kadar yaşadığımız badirelerin gerisinde işte bu tablonun önünü kesme çabası var. Ama başaramayacaklar. Milletimiz 14, 28 Mayıs seçimlerinde bir kez daha bu kararlılığını haykırdı. Millet, her iki seçimde de kazanımlarına sahip çıkma noktasında çok güçlü bir irade gösterdi. Terör örgütlerinden medet umanlara, emperyalist güçlere selam çakarak iktidar hayali görenlere milletimiz sandıkta çok esaslı bir ders verdi.”
“Al birini vur diğerine”
Cumhuriyet Halk Partisinin, 38. Olağan Kurultayı’na değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bay bay Kemal kime ‘bay bay’ dedi? Edirne’deki terörist başı Demirtaş’a ‘bay bay’ dedi. Kavala’ya ‘bay bay’ dedi. Peki kongreyi kazanan zat, o kime selam verdi? O da aynen Selahattin Demirtaş’a selam verdi, Kavala’ya selam verdi. Al birini vur diğerine. Bunların birbirinden farkı var mı? Yok. Bunlar terör örgütleriyle beraber omuz omuza yürüdüler. Zannettiler ki terör örgütlerini yanımıza alırsak biz bu ülkede seçim kazanırız. 12, 13 seçim kaybettin, hep onlarla beraberdin. Kazanan, sen de onlarla beraberdin.”
“Laf değil, hizmet”
Erdoğan, 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlerde Rize’den tüm ilçeleriyle beraber çok güçlü bir ses beklediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Rize Havalimanı’nı bizler yaptık mı? Rize’de, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ni yaptık mı? Hastanemizi yaptık. Şimdi de inşallah şehir hastanemizin ihalesini yapıyoruz. Böylece Rizeli şehir hastanesinde bütün sorunlarını çözmüş olacak. Okullarımız, fen lisesinden Anadolu lisesine, imam hatiplere kadar hepsini artık burada görüyor mu? Burada eğitim, öğretim ihtiyacını karşılıyor mu? Daha idealine daha iyisine… Bugüne kadar biz hep eserlerimiz ve hizmetlerimizle karşınıza çıktık. Hükümetlerimiz döneminde Rize’ye getirdiğimiz yatırımların şahidi bizatihi sizlersiniz. Şimdi Derepazarı’nda lojistik merkezini inşa ediyoruz. Lojistik merkezimiz bittiği zaman Rize, bütün ihtiyaçların yurt içinden yurt dışına, yurt dışından yurt içine bunların karşılanmasını da orada sağlayacak.”
Geçtiğimiz 21 yılda Rize’ye 66 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptıklarını anlatan Erdoğan, “Laf değil, hizmet. Bu ana muhalefetin, yavrularının burada herhangi bir hizmeti var mı? Öyleyse bunlara gereken dersi benim hemşehrilerim inşallah sandıkta en güzel şekliyle verecektir.” dedi.