Erdoğan enflasyon için; ”Bugünkü sıkıntıların üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki saat 15.50’de başlayan ve basına kapalı toplantı, 3 saat 20 dakika sürdü.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
7 Temmuz’da Ukrayna Devlet Başkanı sayın Zelenesky’i ülkemizde misafir ederek gündemimizdeki konuları ele aldık. Kendisiyle 500 günden fazla süredir devam eden savaşın sona erdirimesiyle ilgili görüşlerimizi paylaştık, üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu vurguladık.
31 MART 2024 MAHALLİ SEÇİMLERİ
14-28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyla 31 Mart 2024’teki mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz. Gerçek belediyecilik hizmetlerinden mahrum kalan şehirlerimiz için önümüzdeki seçimler fırsattır. Milletimizin de desteğiyle bu tarihi fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz.
“NİHAİ KARARI TBMM VERECEKTİR”
Kritik dönemde tertiplenen NATO zirvesi, terör başta olmak üzere tezlerimizi dinlendirdiğimiz, önemli kazanımlar elde ettiğimiz uluslararası toplantı oldu. NATO tarihinde ilk defa Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanacağı duyuruldu. NATO’nun genişlemesine verdiğimiz ilkesel desteği ifade ederken Türkiye’nin beklentilerini açık ve net ortaya koyduk.
Batı’da veba gibi yayılan İslam düşmanlığı ile mücadele noktasında ikazlarımızı yaptık. İsveç’in ittifaka üyelik süreciyle ilgili atılacak karşılıklı adımlar ortak açıklamayla belirlendi. Meclis’in açılmasıyla birlikte üzerimize düşeni yapacağız. Nihai kararı verecek merci Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.
“AB’DE İLERLEME SAĞLAMAK İSTİYORUZ”
13 liderle ikili görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde bir kez daha gördük ki, komşularımız başta olmak üzere bizim hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz yoktur. Diyalog ve diplomasiye alan açıldığı takdirde yanlış anlaşılmalarının giderileceğine inanıyoruz. Son 21 yılda bunu pekçok kez şeyi başardık. Aynı başarıyı bugün de yakalamamızın önünde hiçbir mani bulunmuyor. Avrupalı dostlarımızla yaptığımız görüşmelerden ümitvarız. AB’ye tam üyelik sürecimizin canlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellendirilmesi, vatandaşlarımıza vize serbestisi gibi temel başlıklarda artık ilerleme sağlamak istiyoruz.
Suudi Arabistan, Katar ve BAE ziyaretler son derece başarılı ve verimli geçti. Suudi Arabistan’la imzaladığımız 5 anlaşma ile işbirliğimizi daha da ileri taşıdık. Katar’la mükemmel seviyede ilerleyen ilişkilerimizi yeni ortaklıklarla taçlandırma kararı aldık. BAE 10 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizle ülkemizin en önemli ekonomik ortakları arasındadır. Farklı alanlarda 50,7 milyar dolara ulaşan 13 anlaşma imzalanmıştır. Ziyaretimiz vesilesiyle ülkemizin gurur kaynağı olan TOGG’u muhataplarımıza hediye ettik. TOGG’un her üç liderden de tam not aldığını memnuniyetle belirtmek isterim. TOGG’u inşallah yakın zamanda diğer ülkelerin yollarında da görmeye başlayacağız.
KKTC’YE YAPILAN ZİYARET
Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümünde Ercan Havalimanı’nın yeni terminal binası ve pistinin açılışıyla idrak ettik. Ercan Havalimanı’nın Kıbrıs Türk halkına hayırlı olmasını diliyorum. Biz adanın gerçekleri temelinde hiçbir zaman çözümden kaçmadık. Kıbrıs adasının kalıcı ve adil barışa kavuşması için elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz. Bu konudaki samimiyetimizi Annan Planı dahil şimdiye kadar ki, tüm süreçlerde gösterdik, gerekirse yine gösteririz. Bunun için karşımızdakilerinin de dayatmalarda ısrar etmek yerine sahadaki durumu kabullenmesi gerektiği açıktır.
15 TEMMUZ’UN YILDÖNÜMÜ
15 Temmuz’un senei devriyesini Beylerbeyi Stadyumu’nda idrak ettik. Türkiye Yüzyılı’nın kahramanlarına olan minnet borcumuzu bir kez daha hatırladık, hatırlattık. O gece Türkiye sadece demokrasisine yönelik bir darbe teşebbüsünü bertaraf etmedi. O meşum gece bağımsızlığımızı hedef alan işgal girişimini püskürttü. 15 Temmuz asırlar boyunca yürüttüğümüz varlık, yokluk mücadeleleri zincirinin en son halkasıdır.
Demokrasi ve millet düşmanlarının 15 Temmuz’a yönelik bitmeyen kinlerin gerisinde bu vardır. FETÖ’cü alçaklardan medet umanlar o gece yaşadıkları hayal kırıklıklarını hala unutamıyor. Tüm çabalarına rağmen son 7 yılda amaçlarına ulaşmadılar, Allah’ın izniyle hiçbir zaman da ulaşamayacaklar. Türkiye ve Türk Milleti var oldukça 15 Temmuz destanımız nesilden nesile gururla aktarılmaya devam edecek.
HEDEFİMİZ TEK BİR YANGININ BİLE ÇIKMAMASIDIR
Bu sene en kötü senaryoyu düşünerek havada ve karada güçlü bir altyapı kurduk. Mevcut filomuzu Rusya’dan gelen iki büyük uçakla tahkim ettik. Toplam 24 uçak, 100 helikopter ve 10 İHA’mızla orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. 4 bin 800 aracımız, 25 bin orman işçimiz karadan müdahale noktasında görev yapıyor. Büyük bir yangınla boğuşan Yunanistan’a iki amfibi uçak ve 1 yangın söndürme helikopteri gönderdik. Yunan komşularımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hedefimiz tek bir yangının bile çıkmamasıdır.
“104 YIL SONRA DA MÜCADELEYE DEVAM”
Çiftçilerimiz ürünlerini teslim edene kadar alımlarımız devam edecek. Dün Hatay’ın anavatana katılışının 84. hem de milli mücadelenin dönüm noktalarından Erzurum kongresinin 104. yıldönümüyldü. Gazi Mustafa Kemal’in başkanlık Erzurum Kongresi’nde milli sınırlar içinde vatanın bölünmez bütünlüğü, her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı milletin direneceği, manda ve himayenin kabul edilmeyeceğini 104 yıl sonra devlet ve millet olarak aynı ilkeler doğrultusunda Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için mücadeleye devam ediyoruz. Selçuklu’dan Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyet’e kadar kurduğumuz varoluş mücadelesinin ağır bedelli ve kesintisiz yürümesi boşuna değildir.
“EN AZ HASARLA ATLATMAYI BAŞARDIK”
Sosyal fay hatlarımızda kırılmalara yol açmak için girişilen sayısız denemeleri hamdolsun milli birlik ve beraberliğimize sıkı sıkıya sarılarak hep akamete uğrattık. Küresel finans, üretim, tedarik, emtia krizlerinin ülkemize etkilerini de sırtlandık. Vakitlice tedbirler ve geliştirdiğimiz politikalarla bu süreçleri en haz hasarla atlatmayı başardık. Bugün 3. yıldönümüne ulaştığımız Ayasofya Camii’nin yeniden ibadete açılmasını Anadolu topraklarını vatan yapma mücadelesinde önemlidir.
6 ŞUBAT KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİ
6 Şubat’ın meydana getirdiği felaket, fatura unutulabilir mi? Şehitlerimiz, gazilerimiz unutulabilir mi? Gerçekleştiği alan ve etkilediği nüfus bakımından tarihimizin en büyük afeti olan depremlerin üzerinden henüz 5,5 ay geçti. Afetin etkilediği şehirlerimizde acil yıkılması gereken ve ağır hasarlı binaların enkazlarını tamamen kaldırdık. Orta hasarlı binalarla ilgili çalışmalar sürüyor. Bölgede 872 bin bağımsız bölüme sahip 311 bini aşkın binanın yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
180 bin civarında konut ve köy evinin inşa süresi başlamıştır. Hızla inşa çalışmalarına geçilmektedir. Şu an itibariyle köyevlerinden hak sahiplerine teslim edilenler var. İnşallah sonbaharla birlikte konutları vatandaşlarımıza peyderpey teslim etmeye başlayacağız. Vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda yerinde dönüşüm çalışmalarımızı başlattık.
“Kısa çalışma ödeneğini uzatıyoruz”
180 bin civarında konut ve köy evinin inşa süresi başlamıştır. Hızla inşa çalışmalarına geçilmektedir. Şu an itibariyle köyevlerinden hak sahiplerine teslim edilenler var. İnşallah sonbaharla birlikte konutları vatandaşlarımıza peyderpey teslim etmeye başlayacağız. Vatandaşlarımızdan gelen talepler doğrultusunda yerinde dönüşüm çalışmalarımızı başlattık. Projeye 83 binden fazla başvuru oldu. Depremden hemen sonra ilan ettiğimiz mücbir sebep uygulamasıyla afetzedelerimizin yükünü hafifetmiştik. Kısa çalışma ödeneğini 3 ay süreyle uzatıyoruz. Ödenekten 115 bin insanımızın istifade etmesini sağlayacağız.
“ENFLASYONLA MÜCADELE DEVAM EDECEK”
Zamana ve şartlara göre kullanılan araçlar farklılaşsa da menzile varmamız gereken hedefimiz değişmemiştir. Bu adımların faiz, kur ve enflasyon üzerindeki hedefleri ülkemizin olumlu gelişimine katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bugünkü sıkıntıların üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi politikasını, dünyadaki benzer politikalardan ayıran çok önemli bir özellik vardır. Önceliklerimizin en başında istihdamın geliyor olmasıdır.
Türkiye’nin maruz kaldığı onca sıkıntıya, saldırıya, felakete rağmen her alanda dimdik ayakta kalmasının gerisinde bu politika vardır. Ülkemiz ekonomisini sonuçlarla uğraşarak değil sebeplere inip onları ortadan kaldırarak büyüttük, geliştirdik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. İstihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek, finansal düzenlemeyi sağlayacak tedbirleri alacak, sonuçlandıracak, ortaya çıkan zenginliği milletimizin her bir ferdine yayacak politika izliyoruz. Önümüze çıkan zorluklar var. Her şeyden önce sadece arz talep ilişkisi üzerine kurulu iktisadi teorilerin ülkemizde tam karşılık bulamadığı bir gerçektir.
“VERİM VE TASARRUF EKONOMİSİNDEN YANA OLALIM”
Küresel ekonominin dümenini elinde tutan güçlerin siyasi görüşlerin ekonomik mantığının önüne geçmesidir. Siyasi, ekonomik, askeri olarak güçlenen bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden de sürekli gizli, açık engellemelere, kural dışı uygulamalara maruz kalıyoruz. Kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır. İnsanımızın tasarruf alışkanlığında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Önemli bir kısmı da yastık altında duran varlıkların iktisadi işleyişe, istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Milletime sesleniyorum, gelin biz verim, tasarruf ekonomisinden yana olalım. İsraf ekonomisini bir kenara koyalım. Bunun ne devlete ne milletimize faydası yoktur.
İSTİHDAM VE ÜRETİM
Gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hale gelmesi üretim artışının hak ettiği yere gelmesini engelliyor. Siyasi kaygılarla serdedilen sözde değerlendirmenin yaşanan çözümlere zerre kadar faydası vardır. Türkiye gibi rezerv para, petrol, doğalgaz gibi karşılıksız gelir kaynaklara sahip olmayan ülkenin tercüme değil telif iktisadi analiz ve çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Biz yaşadığımız tecrübeler ışığında ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çıkış yolu olmadığına kanaat getirdiğimizi için kendi politikasında ısrar ediyoruz. 21 yılda eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma, enerji, konut başta olmak üzere tüm alanlardaki yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici gücüdür.
KISA SÜRELİ DENGESİZLİKLER
İstihdamı 32 milyona yükselterek, ihracatı 254 milyar dolara ulaştırarak, turist sayısını 52 milyona, turizm gelirini 46,5 milyar dolara sıçratarak her alanda eşi benzeri görülmemiş başarılara imza atarak bugünlere geçirdik. Nüfusu artan, onunla işgücüne katılım oranı yükselen Türkiye’de istihdamın sürekli artmasını işte bu tabloya borçluyuz. Ülkemizin ve milletimizin hiçbir kazanımdan en küçük geri gidişe müsaade etmeyeceğiz. Yatırım kararlarının lokomotifi olan öngörülebilirliği artırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Yaşanan güncel sıkıntıları görmezden gelmiyor, üzerine örtmeye çalışmıyoruz. Yükselen enflasyon sebebiyle refah seviyesi düşenleri telafi etmek için birçok iş yaptık. Her kesimin ücret düzenlemesi farklı süreç, kurallara göre yapıldığı için kısa süreli dengesizliklerin yaşandığının farkındayız.
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞLARI
Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili bir huzursuzluk ortaya çıktı. Kamu işçisi, memuru nasıl ortada bırakmadıysak çalışanından emeklisine hiç kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz. Ek bütçede deprem bölgesinin kalkınmasını sağlayacak projelere verdik. Hem bütçe gelirlerini artırmaya hem de bütçe dışı kaynak sağlamaya yönelik çalışmalarımızın semerisin gördükçe kendini mağdur hisseden tüm kesimlerin gönlünü mutlaka alacağız. Bunu da çok gecikmeden yılbaşı civarı neticeye ulaştırmayı bekliyoruz. Milletimizin serinkanlı olarak bize güvenmelerine ve ülkelerinin geleceğine sahip çıkmayı istiyorum.
Perakende sektörünün temsilcileri Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ı ziyaret ederek yeniden artış eğilimine girmesi beklenen enflasyonla mücadele için topyekûn kampanya başlatılması teklifini sundu.
Enflasyonla mücadele kampanyası için Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a teklif götürdüler.
Mayıs ayında yapılan genel seçimlerin ardından yeni kabinede Ticaret Bakanlığı’na getirilen Ömer Bolat’a hayırlı olsun ziyaretleri devam ediyor. Önceki hafta İTO meclisine konuk olan ve iş insanları ile bir araya gelerek sektörel ve makro ekonomik gelişmelere ilişkin sorunları dinleyen Bakan Bolat, geçen hafta da perakende sektörü temsilcileri ile bir araya geldi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat’a nezaket ziyaretinde bulunan perakende sektörü temsilcileri, önümüzdeki dönem yeniden artış eğilimine girmesi beklenen enflasyon ile mücadele için kampanya teklifine bulundu.
Artan fiyatlara bağlı olarak tüketicilerin gıda dışı harcamalarını kısmasının önümüzdeki günlerde sektör için önemli bir risk olarak karşılarında durduğunu söyleyen Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, “Şu ana kadar işler çok iyi ama şimdi maliyet odaklı fiyat artışları gündemde. Bu beklentiyi kırmak ve enflasyondan korunmak için enflasyon ile mücadeleye hazır olduğumuzu ve topyekûn mücadele kampanyaları yapabileceğimizi söyledik. Bakan bey de çok sıcak karşıladı” dedi.
Bakan Ömer Bolat, ayrıca Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Nuri Şapkacı ile Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TURES) Başkanı Ramazan Bingöl’le de görüştü. AYD Başkanı Şapkacı, AVM yatırımlarının yeniden hareketlenmesi için ticari gayrimenkul düzenlemesi ve sözleşme serbestisi konusunu Bakan Bolat ile görüşürken, TURES Başkanı Ramazan Bingöl de, Bakan’a yerel markaların yurtdışına açılması için komisyon kurulması ve sektörün Ticaret Bakanlığına bağlanması tekliflerini iletti.
TALEP DARALMASI RİSKİ VAR
Salgın sonrası tüm dünyada olduğu Türkiye ekonomisinde de en önemli gündem maddesi yüksek enflasyon olarak öne çıktı. Geçen yıl, yüzde 85’i aşarak son 24 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyon oranları, 2022’yi yüzde 64,27 ile tamamlamış sonrasında ise baz etkisi ile düşüş eğilimine girerek yüzde 38,21’e kadar düşmüştü. Ancak seçim sonrası artan kur, asgari ücrette yapılan ara zam ve yüksek akaryakıt fiyatları gibi gelişmelerin enflasyon oranlarını önümüzdeki dönem yeniden artırması bekleniyor. Bu zamana kadar fiyatlar artacak beklentisi ile tüketicilerin alımlarını öne çekerek perakende sektörünü canlı tuttuğunu, ancak önümüzdeki dönem bu davranışın tersine dönme ihtimalinin bir risk olarak karşılarında durduğunu belirten BMD Başkanı Öncel, bu kapsamda tüketimi canlı tutmak için kampanyaya ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Bakan Bolat ile görüşmede de bu konuyu gündeme getirdiklerini anlatan Öncel, şöyle konuştu: “Paranın değerini koruma motivasyonu ile işler temmuza kadar iyi gitti. Ancak şimdi maliyetlerde ciddi artışlar var. Önümüzdeki günlerde talep daralması meydana gelirse, ki gelmesi çok normal, müşteri acil ihtiyaçları dışında tüketimi kısabilir. Bu da gıda dışı perakendede ciddi sorunlara yol açabilir. O nedenle önlem alınması gerekiyor. Bu konuda Bakan Bolat’a da bilgi verdik. Enflasyon ile mücadelede göreve hazır olduğumuzu, topyekun bir mücadele yapılması gerektiğini söyledik. Bakan bey de sıcak karşıladı” dedi.
“KEYFİ FİYAT ARTIŞLARI DA OLABİLİYOR”
Peki maliyetlerin bu denli arttığı bir dönemde artış yerine fiyatları düşürmenin nasıl bir faydası olabilir? Bu noktada tedarikçisinden hammaddesine kadar bir fiyat artış beklentisi olduğunu ve bunun kırılması gerektiğini dile getiren Öncel, şöyle devam etti: “BMD’ye üye marka sayısı 509’a çıktı. Kimisinde yüzde 70’i aşmakla birlikte ortalamada AVM’lerdeki temsiliyet oranımız yüzde 55-60’lara geldi. Perakendeci enflasyon ile topyekun mücadele kapmayası başlattığı zaman kargocusundan hammaddesine, imalatçısından tedarikçisine kadar indirim baskısı oluşacak. Sen de indirim yap diyecekler. Piyasa kendi dinamizmi içinde bunu çözer demenin ötesinde bir şey yapmış olacağız. Piyasanın kendi dinamizmine bıraktığımızda keyfi artışlar ile de karşılaşıyoruz. Müşteri sadece acil ve gerekli yaşamsal ihtiyaçlarına yönelebilir. Bunu kırmak için enflasyon ile topyekûn mücadele kampanyaları yapalım dedik. Berat bey zamanında yapmıştık. Buna hazırız, sayımız da artıyor. Bakan bey de piyasanın içinden ve piyasaları yakından tanıyan biri. Bizi dinledi ve sıcak baktıklarını da ilettiler. Güzel faydalı bir görüşme oldu.”
AYD, SÖZLEŞME SERBESTİSİ VE TİCARİ GAYRİMENKUL GÖRÜŞÜ
Yönetim kurulu üyeleri ile Bakan Ömer Bolat’ı ziyaret eden başka bir isim de AYD Başkanı Nuri Şapkacı idi. Görüşmede sektörün ticari gayrimenkul tarafında önünün açılması ve sözleşme serbestisi konusunun gündeme geldiğini ileten Nuri Şapkacı, “Daha çok nezaket ziyareti idi. Ancak sektörün gündeminde olan önemli konulara ilişkin görüşlerimizi de ilettik. Daha fazla yatırım gelmesi açısından bu konular önemli. Her iki konuda da karşılıklı olarak daha sonraki görüşmelerde bazı çalışmaların yapılıp adım atılması yönünde de mutabakat sağlandı. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için sadece AVM değil lojistik, otel, ofis, konut ve yurt yatırımı için bu alanlarda düzenlemeye ihtiyaç var” dedi.
RAMAZAN BiNGÖL: ADİSYON PAYLAŞMAK GÖRGÜSÜZLÜKTÜR
Yıllık 10 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan yeme içme sektörü temsilcilerinden TURES’in Başkanı Ramazan Bingöl, Bakan Ömer Bolat ile görüşmede yeni markaların yurtdışına açılması ve sektörün bakanlığa bağlanması konusunu görüştüklerini iletti. Bingöl, “Biz artık ihracatçı bir sektörüz. Anadolu’daki bir yeteneğin, markanın yurtdışına açılması konusunda bir komisyon kurulmasını ve bu komisyonun hem maddi hem de manevi anlamda markalara destek vermesi gerektiğini Bakan Bolat ile görüştük. Olumlu baktılar. Bir diğer konu ise sektörümüzün büyüklüğü milyar dolarları buldu. Ve sektörümüzün artık bir ihracatçı gibi görünmesi için bakanlığa bağlanması teklifimizi ilettik” dedi.
Haziran ayında yüzde 67,22’lik oran ile enflasyona en yüksek katkıyı veren sektörlerin başında lokanta ve oteller geldi. Yine sektör son dönemde paylaşılan adisyonlar ile de gündemde. Söz konusu gelişmelere ilişkin görüşlerini paylaşan Bingöl, artan maliyetlerin doğal olarak fiyatlara yansıtıldığını belirterek, “İnsanlar gidiyor Bodrum’un en lüks plajında yemek yiyor ve sonra adisyonu paylaşıyor. Bunun adı görgüsüzlüktür. Nerde ne yersen ne kadar ödeyeceğini az çok biliyorsundur. Memnun değilsen fiyatlardan halk plajında da bütçene uygun yemek mutlaka var. Aynı şey şimdi Türkiye’deki restoranlar için geçerli. Pahalı değil hakkettiği yere geliyor. Maliyetler artıyor. İnsanlar artık ekonomik durumuna göre restorana gidecek. Son dönemde artan maliyetleri hepimiz görüyoruz. Hala düşük kar marjı ile çalışıyor restoranlar. O fiyatı tüketiciye kabul ettiremeyen zaten kapanıp gidiyor. Fiyatların normalleşmesi bu durum. İnsanlar artık bütçelerine uygun restoranlara gidecek” diye konuştu. Bingöl, enflasyonla mücadeleye destek konusunda da restoranların bu zamana kadar önemli katkılarının olduğunu bundan sonra da destek vermeye devam edeceklerini ifade etti.
BÜNYESİNDE 509 MARKA BULUNUYOR
Bünyesinde 200’den fazla üyeye ait 509 markayı bulunduran Birleşmiş Markalar Derneği, söz konusu rakam ile perakende sektörünün en büyük temsilcilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Dernek sadece üye sayısı değil giyimden ayakkabıya, teknolojiden e-ticarete kadar farklı sektörleri de kapsaması açısından önem arz ediyor. BMD üye sayısı ve kapsadığı sektörler itibariyle hali hazırda AVM’lerde yüzde 55-60 arası temsiliyet oranına sahip.