NATO Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle amansız ve amasız mücadele bizim kırmızı çizgimizdir. Bu konudaki mesajımızı açık bir şekilde mevkidaşlarıma ilettim” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin yapıldığı LITEXPO Sergi ve Fuar Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Vilnius’taki NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nin, NATO-Ukrayna Konseyi oturumuyla tamamlandığını ve ittifakın 74 yıllık tarihindeki kritik bir zirveyi daha başarıyla gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, ev sahiplikleri ve misafirperverlikleri için Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda ve Litvanya makamlarına teşekkür etti.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve ekibine de teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine bu vesileyle 6 Şubat depremlerinde sergiledikleri dayanışma için tüm müttefiklerimize ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. 50 bini aşkın insanımızın vefat ettiği bu büyük felakette bize destek veren dostlarımızı her zaman minnetle yad edeceğiz.” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşında 504’üncü günün geride kaldığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Çatışmalar uzadıkça yıkım, kan ve gözyaşı da artarak devam ediyor. Savaşın faturasını sadece taraflar değil Avrupa’dan Afrika’ya, Asya’dan Balkanlar’a farklı coğrafyalardaki pek çok ülke ödüyor. Afrikalı kardeşlerimizi etkileyen gıda sıkıntısı, tüm dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranları, enerji fiyatlarındaki fahiş artışlar bunlardan sadece birkaçıdır. Türkiye olarak müttefiklerimizle dayanışma içinde hareket ederken aynı zamanda savaşın sona ermesi için yoğun çaba harcıyoruz. İlk günden itibaren Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uyguladık. Savaş gemilerinin Türk boğazlarından geçmesine müsaade etmedik. Böylece çatışmaların diğer bölgelere sıçramasının önüne geçtik.
İstanbul süreciyle başlayan temas trafiği; Ukrayna tahılının sevkine izin veren Karadeniz Girişimi ve esir takaslarıyla devam etti. Yaptığımız görüşmeler neticesinde tahıl anlaşması iki kez uzatıldı. Mutabakat kapsamında bugüne kadar 33 milyon tondan fazla tahıl ürünü dünya pazarlarına ulaştırıldı. Ancak söz konusu mekanizmanın süresi 17 Temmuz’da doluyor. Yüz milyonlarca insana umut olan Karadeniz Girişimi’nin tekrar uzatılması için görüşmelerimiz devam ediyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin geçen cuma günü ülkemize yaptığı ziyarette diğer meselelerle beraber bu konuyu ele aldık. Sayın Zelenskiy girişimin devamından yana, Sayın Putin’in de bazı önerileri oldu. Bu önerileri de dikkate alarak çözüm odaklı çalışıyoruz.”
“Dayanışma tüm müttefiklerin içselleştirmesi gereken bir ilke”
Her iki ülkeyle olan yakın diyaloğu, Karadeniz Girişimi’nin uzatılması ve krizlerin çözüme kavuşturulması için kullanmayı sürdüreceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep söylediğimiz gibi savaşın kazananı, barışın da kaybedeni olmaz. Bölgemizde barış umutlarını yeniden yeşertmek istiyoruz.” dedi.
Zirvenin ilk oturumunda müttefiklerin savunulmasını ilgilendiren konuları ele aldıklarını belirten Erdoğan, “Türkiye’nin müttefiklerini savunma taahhüdüne bağlı olduğunu, İttifak Dayanışması çerçevesinde sorumluluklarını her zaman yerine getirdiğini bir kez daha vurguladım. Tabii dayanışma sadece bizim değil tüm müttefiklerin içselleştirmesi ve rehber edinmesi gereken bir ilkedir. Esasen ittifakın üzerinde yükseldiği taşıyıcı sütun budur. Bazı müttefiklerimizin bilhassa PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile kurdukları çarpık ilişki, ittifakın birlik ve bütünlüğüne zarar veriyor. Bu yaklaşımın makul ve mantıklı hiçbir açıklaması yoktur.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı onca acıya rağmen terörle mücadele konusunda hala bunların konuşulmasının düşündürücü olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Müttefiklerimize, ‘Terör örgütleri arasında ayrım yapmayın, İslam düşmanlığı ile mücadele edin’ demeyi kendimize zül sayıyoruz. NATO’nun iki temel tehditten biri olarak gördüğü terörizmle mücadele alanındaki gayretlerin arttırılması şart. Yaklaşık 40 yıldır bölücü terör örgütüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Şimdiye kadar binlerce vatandaşımızı terör örgütlerinin kanlı saldırılarında kurban verdik. Daha ağzı süt kokan bebeklerden dört yıllık eğitimi sonrasında öğrencileriyle buluşmanın sevincini yaşayan öğretmenlerimize, evine ekmek götürmeye çalışan işçilerimizden kadınlara nice masum insanımız bizden kopartıldı. Daha 3 gün önce iki kahraman Mehmetçiğimiz teröristler tarafından kalleşçe şehit edildi.
Terörle ‘amansız ve amasız mücadele’ bizim kırmızı çizgimizdir. Artık tüm müttefiklerimizden kararlı ve net bir tavır bekliyoruz. Bu konudaki mesajımızı açık bir şekilde mevkidaşlarıma ilettim. NATO tarihinde ilk defa Genel Sekreter tarafından Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanacağı duyuruldu. 10 yılı aşkın süredir güncellenmeyen rehber ilkelerin gözden geçirilmesi çalışmalarına başlanması kararı alındı. Ayrıca aramızda konuşup mutabakat sağlanan ilave pek çok husus var. Bunlar ittifakın terörizme karşı duruşunu teyit ve tahkim eden adımlardır. Bu kararların alınmasına Türkiye’nin yürüttüğü çalışmaların büyük tesiri olmuştur.”
Zirvenin ikinci oturumuna Asya-Pasifik ortakları, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore Devlet ve Hükümet Başkanlarının da katıldığını söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu ülkelerle NATO ilişkilerinin nasıl geliştirilebileceği konularının yanı sıra bölgedeki gelişmeleri ele aldık. Küresel güvenlik risklerinin arttığı günümüzde Asya-Pasifik bölgesindeki ortaklarımızla hem ikili düzeyde hem de NATO aracılığıyla siyasi diyaloğumuzun ve kapsamlı işbirliğinin ilerletilmesi gayet doğaldır. Bu ilişkilerin üçüncü bir ülkeyi hedef almadan güçlendirilmesi gerektiğini görüşmelerimizde özellikle dile getirdim. Zirvenin son oturumu ise yeni kurulan NATO-Ukrayna Konseyi formatında düzenlendi. Bu yeni formatla NATO-Ukrayna ilişkilerini siyasi anlamda bir üst düzeye taşımış olduk.”
“Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklemiş bir ülkedir”
NATO’nun açık kapı politikasına ilişkin, “Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklemiş bir ülkedir. Şimdiye kadar hiçbir ülkenin ittifaka girmesine keyfi sebeplerle engel çıkarmadık.” diyen Erdoğan, ittifak tarihine bakıldığında, sırf anayasal isminden dolayı tam 17 yıl kapıda bekletilenlerin görüleceğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Aynı şekilde, Avrupa Birliği üyelik sürecimizde yarım asırdan fazla süredir karşılaştığımız çifte standartlar herkesin malumudur. Biz, haksızlığa, hukuksuzluğa maruz bırakılsak da başkalarına haksızlık yapmadık. Ne tutamayacağımız sözler verdik ne de bize verilen sözlerin kulak arkası edilmesine rıza gösterdik.
Finlandiya’nın üyeliği, NATO ilkelerine riayet eden, müttefiklik hukukunu içselleştiren ülkelere yönelik tavrımızı teyit etmiştir. Türkiye, ittifakın genişlemesine verdiği ilkeli desteği böylece bir kez daha ortaya koymuştur.”