Döviz kurlarındaki yükselişle birlikte bankalardaki milyonluk hesap sayısı yükseldi. Milyoner sayısı dört ayda 132 bin arttı.
Dünya gazetesi yazarı Naki Bakır Perşembe günkü yazısında , milyoner sayısındaki artışa dikkat çekti:
Bankalardaki 1 milyon TL ve üzerindeki mevduat hesapları ilk dört ayda 132 bin 683 artarak 982 bin 573’e ulaştı. Milyoner hesap sayısındaki artış; enflasyon ve kurdaki yükselişe bağlı TL’nin değer yitirmesi, mevduata uygulanan yüksek faiz, finansal varlık fiyatlarındaki yükseliş gibi faktörlerden kaynaklanıyor.
Dövizdeki yükseliş ve enflasyona bağlı olarak ulusal paranın alım gücündeki hızlı aşınma nedeniyle yeni 500 TL ve 1.000 TL’lik banknotların tedavüle çıkması beklenirken, ülkedeki milyoner sayısı da hızla artmaya devam ediyor.
Türk bankacılık sistemindeki TL mevduat, döviz tevdiat hesabı ve kıymetli maden depo hesaplarının toplamından oluşan mevduat ve katılım hesaplarının toplam hacmi içinde 1 milyon TL ve daha yüksek tutardaki hesapların sayısı nisan ayında 36 bin 301 artarak 982 bin 573’e ulaştı. Milyoner hesapların sayısı yılın başından bu yana 132 bin 683, son bir yılda ise 382 bin 455 arttı.
Nisan sonu itibariyle Türk bankacılık sistemindeki tüm mevduat ve katılım hesaplarının sayısı 157 milyon 892 bin 278 olurken, tutarı 1 milyon TL ve üzerinde olan hesaplar toplam sayının yüzde 0,6’sını oluşturdu. Aynı tarih 10 trilyon 349,3 milyar lira olan toplam mevduatın ise 7 trilyon 277,9 milyar lira ile yüzde 70,3’ünü 1 milyon TL ve üzeri hesaplar oluşturdu. Söz konusu hesaplar bir yıl önce bankalardaki tüm mevduat hesaplarının sayı olarak yüzde 0,4’ünü, tutar olarak da yüzde 63,6’sını oluşturuyordu.
Son bir yılda bankalardaki toplam mevduat hesabı sayısı yüzde 12,4 artarken, 1 milyon lira ve daha yüksek tutarlı hesap sayısındaki artış ise yüzde 63,7 oldu. Toplam mevduat hacminin yüzde 68,8 genişlediği bu dönemde, 1 milyon TL ve daha yüksek tutarlı hesapların toplam tutarı yüzde 86,8 büyüdü.
Nisan sonu itibariyle “milyonluk” hesapların 576 bin 871’i Türkiye’de yerleşiklere ait bulunuyor. Bu hesaplardaki tutar, 6 trilyon 753,3 milyar lira ile aynı tarihte 9 trilyon 645,8 milyar lira olan toplam yurt içi mevduatın yüzde 70,’ini; yine bu tarih itibarıyla bankalardaki toplam mevduatın ise yüzde 65,3’ünü oluşturuyor.
Yurt içi yerleşiklere ait 1 milyon TL ve üzeri hesaplardaki mevduatın 2 trilyon 837,7 milyarı gerçek kişilere, 536,9 milyarı resmi kuruluşlara, 3 trilyon 378,7 milyar liralık bölümü ise ticari ve diğer kuruluşlara ait. 1 milyon TL ve üzerindeki hesapların nisan sonu itibarıyla 105 bin 702’si ise yurt dışında yerleşiklere ait. Söz konusu hesaplarda toplam mevduat 524,6 milyar lira bulunuyor. Bu da yurt dışı yerleşiklere ait toplam mevduatın yüzde 74,6’sını oluşturuyor.
Yurt dışında yerleşiklere ait 1 milyon ve üstü hesaplardaki paranın 394,2 milyarının sahibi gerçek kişiler, 130,3 milyarının sahibi ise ticari ve diğer kuruluşlar. Öte yandan nisan sonu itibarıyla toplam mevduat/katılım hesaplarının 146 milyon 357 bin 221 adetle yüzde 92,7’sini, sadece 10 bin liraya kadar tutarlı hesaplar oluşturuyor. Bu hesaplardaki para ise 124,8 milyar lira ile toplam mevduat hacminin sadece yüzde 1,2’si düzeyinde.
Bu arada 10 bin-50 bin lira arası büyüklükteki hesaplar sayıca tüm hesapların yüzde 8,7’sini, buna karşılık toplam mevduat hacminin yüzde 3,5’ini oluşturuyor. 50 bin-250 bin TL arası hesaplar ise tüm hesapların yüzde 5,4’ünü oluştururken, toplam mevduat hacminde yüzde 10 paya sahip. 250 bin-1 milyon TL arası hesaplar toplam hesap sayısının yüzde 2’sini, mevduat hacminin ise yüzde 15’ini oluşturuyor.
MİLYONER SAYISI NEDEN ARTIYOR?
Bankalardaki milyoner hesap sayısındaki artışa etki eden başlıca faktörler olarak, pandemide başlayan ve son seçim öncesi de devam eden parasal genişleme ve kurdaki yükselişe bağlı olarak yüksek enflasyonist ortamın oluşması, bunun sonucunda TL’nin değer yitirmesi, öte yandan faizler baskılanmaya çalışılırken mevduat faizlerinde yaşanan yükseliş, finansal varlık fiyatlarındaki artışlar sayılıyor. Milyoner sayısındaki artışın üretimden çok finansal varlıkların fiyatındaki artışlardan ve gayrimenkul rantlarından kaynaklandığına işaret ediliyor.