Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’daki Gazze zirvesinde İsrail’e ve destekçi ülkelere sert eleştirilerde bulundu, Filistin halkını yalnız bırakmayacaklarını söyledi.
İsrail-Hamas savaşı sürerken Suudi Arabistan’da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısı sonrası İsrail’in Gazze’yi aralıksız şekilde vurduğu savaş ikinci ayında sürerken Arap ve Müslüman ülke liderleri Riyad’da bir araya geliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zirvedeki konuşmasında şunları kaydetti;
Toplantımızın Filistinli kardeşlerimizle birlikte tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugünkü zirvemizde İslam alemi olarak Filistin halkı ile dayanışmamızı çok net biçimde göstermiş oluyoruz. Verdiğimiz bu dayanışma mesajını alacağımız ve uygulamaya koyacağımız kararlarla perçinleyeceğiz. 7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’a yaşananları tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız.
Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklayamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönen binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir. İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır.
Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. İsrailli güçlerin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria’daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Ramallah’ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklar. Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiç bir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin’de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze’de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze’nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor.
Yaklaşık 20 bin kişinin öldüğü şarl epto olayında dünyanın devlet ve hükümet başkanları Paris’te yürüyüş yaparken 12 bini aşkın şu anda Gazze’de insanlar ölüyor ama onların hiç birinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadan akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.
“Sonuç, İsrail ve destekçilerinin yalnızlığını ortaya koydu”
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 121 evet oyuyla kabul edilen karar ise İsrail ve destekçilerinin ne kadar yalnız olduklarını göstermiştir. Dünyanın dört bir köşesinde İsrail’in katliamlarına karşı yükselen sesleri insanlık açısından ümitvâr buluyoruz. İsrail destekçisi yönetimlerin bu çığlığa kulak vermesini bekliyoruz. İslam dünyası bu sefer diğer krizlerden farklı olarak daha birlik ve beraberlik içinde bir duruş sergilemiştir.
“İstanbul’da düzenlenecek toplantıya dair hazırlıklarımız devam ediyor”
Bizim gibi çatışmaların durması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için gayret gösteren diğer ülkeleri de burada özellikle tebrik ediyorum. Mısırlı kardeşlerimizle işbirliği içinde Gazze’ye ulaştırılmak üzere 10 uçak dolusu insani yardım malzemesini El Ariş Havalimanı’na sevk ettik. Dün toplam 666 ton insani yardım malzemesi taşıyan sivil gemimiz yola çıktı inşallah bugün El Ariş Limanı’na varmış olacak. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavileri ile ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. 15 Kasım tarihinde eşimin himayesinde devlet ve hükümet başkanlarının eşlerinin katılımı ile İstanbul’da düzenlenecek toplantıya dair hazırlıklarımız devam ediyor.
“İnsani yardımlar kesintisiz ve sürekli olarak gerçekleştirilmelidir”
Gelinen aşamada birinci önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılmasıdır. Acil olan bir kaç saatlik fasıla değil kalıcı ateşkestir. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail saldırılarına 4 saat ara verme kararının alaycı ve zalimce olduğunu ifade ediyor. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz. Ayrıca insani yardımlar kesintisiz ve sürekli olarak gerçekleştirilmelidir. Hastaneler başta olmak üzere acil ihtiyaç içindeki yerlere akaryakıt ulaştırılması hayati önemdedir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü yardım tırlarının ulaştırılmadığı Gazze’nin kuzeyini cehenneme benzetmektedir.
“Nükleer bombalar varsa bunlar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır”
Tüm teşkilat üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vererek Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır. İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için de gayret göstermeliyiz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bunlar incelenmeli, sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır. Aynı şekilde İsrailli bakanlar tarafından varlığı ikrar edilen nükleer silahlar meselesi araştırılmalı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetiminden kaçırılan nükleer bombalar varsa bunlar mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Sadece bölgemizin değil tüm insanlığın bekasını tehdit etme potansiyeline sahip böyle bir konunun geçiştirilmesine izin verilmemelidir.
“İsrail yönetimi yol açtığı tahribatı tazmin etmek mecburiyetindedir”
Bir diğer kritik mesele tazminat konusudur. İsrail’i her seferinde daha pervasızlaştıran faktör katlettiği topraklarını işgal ettiği, yaktığı, yıktığı, zulmettiği insanlara zararı tazmin etmemesidir. Batının şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı tahribatı tazmin etmek mecburiyetindedir. Bu gerçekleşene kadar İslam dünyası olarak Filistinli kardeşlerimizi elbette sahipsiz ve çaresiz bırakamayız. Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması için İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak Gazze’nin inşa ve ihyasına her türlü desteği vermekten imtina etmeyeceğimizin bilinmesini isterim.
Bu krizi Filistin meselesine kalıcı çözümün vasatı haline getirmemiz önem arz ediyor. Filistin meselesi görmezden gelindikçe bölgede normalleşme çabaları akim kalmaya mahkumdur. Soruna kalıcı çözümün yolu ise temel sebepleri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Bu da ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti’nin kurulması ile mümkündür.
“Garantörlük dahil gerekli gayreti göstermeye hazırız”
Gündeme getirdiğimiz uluslararası barış konferansının bunun için en uygun zemini sağlayacağı kanaatindeyiz. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara ihtiyaç duyulduğu da görülüyor. Bu kapsamda tesis edilecek barışın korunması için garantörlük dahil gerekli gayreti göstermeye hazırız. Kalıcı barış sadece Filistinlilerin değil İsrail halkı dahil olmak üzere tüm bölgenin huzur ve esenliğini temin edecektir.
İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın da yer aldığı Harem-i Şerif’in kudsiyeti ve tarihi statükosunun ihlali karşısında da müteyakkız olmalıyız. İsrail’in yaşananları fırsat bilerek Harem-i Şerif’e yönelik emrivakiler yapması kuvvetle muhtemeldir. Türkiye dahil bölgedeki bir çok ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden vaad edilmiş topraklar hezeyanlarının dillendirilmesi bunun en açık ispatıdır. Hep söylediğim gibi Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir. Filistinli kardeşlerimizin de aralarındaki ayrılıkları geride bırakıp birlik ve beraberlik içinde haklarını savunmalarını temenni ediyoruz.
Hamas’tan zirveye çağrı
Hamas, Riyad’da toplanan liderlere İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmaları çağrısı yaptı.
Hamas, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da toplanan Arap ve İslam dünyasının liderlerine, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının “derhal” durdurulması için “tarihi ve kesin bir karar” almaları çağrısında bulundu.
Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada tıbbi, insani ve yardım gibi uzmanlık alanlarında komiteler oluşturulması ve insani yardımların Gazze’ye geçişi için derhal Refah Sınır Kapısı’na yönlendirilmesi istendi.
Riyad’da toplanan Arap ve İslam dünyasının liderlerine, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının “derhal” durdurulması için “tarihi ve kesin bir karar” almaları çağrısı yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nde hizmet dışı kalan veya hizmet dışı kalacak tüm hastanelerin toplu mezarlara dönüşmeden kurtarılması için her türlü yardım, tıbbi, gıda ve yakıt malzemelerinin girişinin sağlanması gerektiği kaydedildi.
Hamas, Riyad’da toplanan liderleri, “Gazze Şeridi’ne karşı yürütülen soykırım savaşının doğrudan sorumluluğunu taşıyan ABD yönetimine baskı yapmak için tüm Arap ve İslam aleminin gücünü kullanmaya” çağırdı.
Abbas: Halkımızın yerinden edilmesi yönündeki tüm çabaları kesin olarak reddediyoruz
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, “Halkımızın Gazze ya da Batı Şeria’da yerinden edilmesi yönündeki tüm çabaları kesin olarak reddediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Prens Selman’dan ablukanın kaldırılması çağrısı
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonların derhal durdurulması ve ablukanın kaldırılması yönündeki taleplerini yineledi.
Bin Selman, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin açılış konuşmasında, Gazze’deki İsrail saldırılarına değindi.
“Bu zirve, acı ve olağanüstü bir dönemde yapılıyor.” diyen Bin Selman, “Filistinli kardeşlerimizden çocuk, kadın ve yaşlılar olmak üzere binlerce sivilin kurbanı olduğu, ibadet yerleri, hastaneler ve alt yapıyı da hedef alan bu şiddetli savaşı kabul etmiyor ve kesinlikle reddediyoruz.” dedi.
Suudi Arabistan’ın Gazze’deki sivillerin korunması için başından beri tüm taraflarla ve uluslararası toplumla çalışma yürüttüğünü kaydeden Bin Selman, “Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonların derhal durdurulması, ablukanın kaldırılması ve insani koridorların açılması talebimizi yineliyoruz. Rehinelerin serbest bırakılması ve suçsuz insanların korunmasının önemini vurguluyoruz. İsrail’in saldırıları sonucu yaşanan insani krizin durdurulması için Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun çabaları başarısız kaldı.” şeklinde konuştu.
“Filistin halkına karşı işlenen suçlardan işgal yetkililerini sorumlu tutuyoruz”
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman, yaşanan talihsiz durumla yüzleşmek için koordineli ve kolektif bir çaba gösterilmesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Gazze sakinlerine yönelik devam eden saldırganlığı ve zorla yerinden edilme politikalarını reddediyoruz. Filistin halkına karşı işlenen suçlardan işgal yetkililerini sorumlu tutuyoruz. Bölgede güvenlik, barış ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun işgalin, kuşatmanın ve yerleşimin sona ermesi, Filistin halkının meşru haklarını elde etmesi ve başkenti Kudüs olan bağımsız devletini kurmasından geçeceğinden eminiz.”
Ürdün Kralı 2. Abdullah: İsrail’in Gazze’ye su ve gıda girişini engellemesi savaş suçudur
Ürdün Kralı 2. Abdullah, “İsrail’in Gazze’ye su ve gıda girişini engellemesi savaş suçudur.” dedi.
Katar Emiri Şeyh Temim: Sağlık tesislerinin hedef alınmasını en güçlü şekilde kınıyoruz
Katar Emiri Şeyh Temim, “Sağlık tesislerinin hedef alınmasını ve bunun kanıtlanmamış iddialarla meşrulaştırılmasını en güçlü şekilde kınıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gazze’de ateşkesin sağlanmasının öncelikli konu
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Gazze’de ateşkesin sağlanmasının herkesin üzerinde çalışması gereken öncelikli konu olduğunu belirtti.
Ebu Gayt, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da başlayan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Gazze’deki işlerin normale döndürülmesinin uzun ve zor olacağını ifade ederek, Gazze’nin geleceğini Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün geleceğinden ayrı konuşmanın doğru olmayacağını vurguladı.
“Gazze’de ateşkesin sağlanması herkesin üzerinde çalışması ve gerçekleştirilmesi gereken öncelikli konudur.” diyen Ebu Gay, Gazze, Batı Şeria veya Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini kabul etmediklerini ifade etti.
Ebu Gayt, “Zorla yerinden edilme, uluslararası bir suçtur. Bu, Filistinliler, Araplar ve dünya tarafından reddediliyor.” diye konuştu.