Maliyet artışları nedeniyle özellikle düşük katma değerli ürünlerde rakiplerine pazar kaptıran giyimde bir yandan ihracat düşerken, bir yandan da ithalat artıyor.
Hazır giyimde rekabet ettiğimiz ülkeler ile üretim maliyetlerinde Türkiye aleyhine açılan makas, dış ticaret değerlerine de yansıdı. Bu yılın Ocak- Ekim döneminde hazır giyim ithalatı 3,2 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırarken ihracat ise kasım itibari ile ciroda yüzde 10, adette ise yüzde 15 düşüş gösterdi.
İçerde artan maliyetlere karşın dışarıda oluşan rekabetçi fiyatlar, hazır giyim ürünleri ihracatında gerilemeye neden olurken, ithalatın ise patlamasına yol açtı. Bu yılın Ocak-Ekim döneminde hazır giyim ithalatı 3,2 milyar doları aşarak tüm zamanların en yüksek 10 aylık değerine ulaştı. Aynı dönemde ihracat ise değerde yüzde 8,6, adette ise yüzde 15,4 düşüş gösterdi. Böylece kg başına ihracat yüzde 10’luk artışla 17 dolar seviyesinden bir anlamda mecburi artış göstererek 19 dolar seviyesine çıktı. Sektör temsilcileri, yüksek maliyetler nedeni ile yerliler de dahil olmak üzere Türkiye’de yerleşik markaların yurtdışından tedarike yönelmesi, yurtdışı mağazaları için ise alımda yine yurtdışını tercih etmelerinin söz konusu değişimi tetiklediğini dile getirdi.
DIŞARIYA BAĞIMLI HALE GELDİK
Ekonomim’den Yener Karadeniz’in haberine göre, söz konusu artış, ekonomi yönetiminin de dikkatini çekmiş ve ilave gümrük vergileri kasım ayından itibaren geçerli olmak üzere yüzde 30’dan yüzde 39’lu seviyelere çıkarılmıştı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, Türkiye’nin hazır giyimde önemli bir üretici olmasına rağmen son zamanlarda yaşanan maliyet artışları nedeni ile dışarıya bağımlı hale geldiğini söyledi. Kaya, “Mont kaban gibi özellikli dokuma ürünlerinde Türkiye artık pahalı kaldı. Bu nedenle yerel markalar ve Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı markalar yurtdışından tedariki artırdı. Biz 900 dolarlara ulaşan işçilik maliyetleri ile üretim yaparken dışarda bunu 200 dolar ile yapan ülkeler ile rekabet ediyoruz” dedi.
İTHAL İLE MAKAS TÜRKİYE ALEYHİNE AÇILIYOR
Peki durum perakende tarafında nasıl? Türkiye’de bulunan 30’dan fazla mağazasında Calvin Klein’den Versace’ye, Armani’den Hugo’ya, DKNY’den Guess’a kadar birçok markanın satışını gerçekleştiren Çiçek İç Giyim Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Stamati, geçen yıl turist sayılarının alışverişe yansımasının çok olumlu olduğunu, bu yıl da aynı beklenti ile şirketlerin ithalat siparişine yüklendiğini belirtti. Ancak 2023’te turist alışverişinin beklentilerin altında kaldığını dile getiren Stamati, “Yüksek maliyetler nedeni ile markalar Mısır gibi Kuzey Afrika ülkelerine yöneldi. Bizim kendi markamız Stamati’s’in üretimini de Türkiye’de yaptırıyoruz ama ithalat ile hiçbir farkı kalmadı artık. Vergiler arttıkça da bu makas açılıyor ve ürün fi yatlarına da artış olarak yansıyor. Önümüzdeki dönemde turist alışverişinde de bunun etkisini çok daha fazla hissedeceğiz” diye konuştu.
ARTIŞ ORANI %25’İ AŞTI
Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü dış ticarette 60, 61, 62 ve 63’üncü fasılda temsil ediliyor. Söz konusu fasıllarda geçen yılın Ocak-Ekim döneminde 2,5 milyar dolar olan ithalat, bu yılın aynı döneminde yüzde 25 artış ile 3 milyar 182 milyon dolara çıktı. 3,2 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon sektörü ithalatı 2014’ten bu yana tüm yılların da üstünde bir değer olarak kayıtlara geçti. Giyim ithalatı 2015’te 3, 2016’da 2,9, 2017’de 2,7, 2018’de 2,5, 2019’da 2,1, 2020’de 1,8, 2021’de 2,1 ve 2022’de ise 3,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2013’ten 2023’ün Ocak-Ekim dönemine kadar geçen 11 yıllık süreçte en yüksek ithalat 3,3 milyar dolar ile 2014 yılında gerçekleşirken, en düşük değer ise 1,8 milyar dolar ile salgın yılı olan 2020’de gerçekleşti.