TCMB’nin “sürpriz” faiz artışı, yatırımcılar ile dünya basınında olumlu karşılandı.
TCMB’nin adımı için “sürpriz” değerlendirmesinin yapıldığı Reuters haberinde, Merkez Bankası’nın hazirandan bu yana toplam 1.650 baz puanlık artışa gittiği hatırlatıldı.
Haberde, söz konusu hamlenin daha geleneksel politikalara doğru atılan en net adım olduğu ve enflasyon beklentilerini dizginlemeye yardım edeceği kaydedildi.
İngiliz Financial Times gazetesinin haberinde de TCMB’nin keskin faiz artışının, yıllardır uygulanan “alışılmışın dışındaki” politikalardan kararlı bir şekilde koptuğunu gösteren açık işaretlerden biri olduğu belirtildi.
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın göreve gelmesinden bu yana faizlerin neredeyse 3 katına çıktığına işaret edilen haberde, en son faiz artışı kararının TCMB’ye 3 yeni başkan yardımcısı atanmasından bu yana atılan ilk adım olduğu vurgulandı.
Haberde, yeni başkan yardımcılarının mesleki ve akademik yeterlilikleri nedeniyle yatırımcılar tarafından “sıcak” karşılandığı ifade edildi.
Yeni ekonomi politikaların meyvelerini vermeye başladığına da değinilen haberde, alışılmadık derecede düşük seviyelere inen Merkez Bankası brüt döviz rezervlerinin arttığına ve son dönemde ülkeye gelen yabancı yatırımlara işaret edildi.
PİYASA BEKLENTİLERİNİN ÜZERİNDE
Japonya’nın en büyük ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun (Nikkei) haberinde ise TCMB’nın faiz artırımının enflasyondaki hızlanma nedeniyle piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğine yer verildi.
Seçimden sonra haziranda, eski Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanı ve eski ABD Goldman Sachs çalışanlarından Hafize Gaye Erkan’ın TCMB Başkanı olarak atandığı hatırlatılan haberde, şunlar kaydedildi:
“Her ikisinin de piyasa odaklı olması nedeniyle yeni sistem altındaki Merkez Bankası, enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarının yükseltilmesine öncülük etti. Temmuz sonunda 3 başkan yardımcısı da Ortodoks ekonomistlerle değiştirildi ve bu da beklenenden daha yüksek faiz artışlarını etkilemiş olabilir. Ayrıca, son birkaç yıldır ciddi şekilde erozyona uğrayan piyasa güveninin yeniden tesis edilmesine yardımcı olması da muhtemeldir.”